Dolar 32,3766
Euro 35,0173
Altın 2.325,42
BİST 9.092,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 27°C
Az Bulutlu
Bursa
27°C
Az Bulutlu
Cts 28°C
Paz 27°C
Pts 30°C
Sal 20°C

Sigara hayatınızı söndürmesin

Sigara hayatınızı söndürmesin
24 Kasım 2020 16:57
380
A+
A-

TÜSAD Akciğer Kanseri Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ufuk Yılmaz Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’nda, sigara faktörüne vurgu yaptı.

Tüm dünyada Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı olarak anılan Kasım ayında Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), sigaranın bu hastalık üzerindeki etkilerini bir kez daha hatırlattı. TÜSAD Akciğer Kanseri Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ufuk Yılmaz akciğer kanserinin yaşam süresini kısaltan hastalıklar arasında üst sıralarda yerini korumaya ısrarla devam ettiğini belirtirken, riski yüzde 2 bin artıran sigara konusunda ‘bana bir şey olmaz’ anlayışının yanlışlığına dikkat çekti.

Akciğer kanserinin tedavisinde önemli adımlar atılmakla birlikte, daha uzun bir yol bulunduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bu yolculukta tıp insanlarının hızı son zamanlarda artmış olsa da hastaların çoğuna şifa sunabilmek için biraz daha zaman ihtiyaç var. Tam şifa sağlanıncaya kadar görevin büyüğü toplumlara düşüyor. Sigara ve benzeri kanserojenlere karşı mücadelenin zaman zaman gündemden düşüyor olması gerçeği değiştirmiyor” dedi.

SİGARA, NARGİLE VE TÜM TÜTÜN ÜRÜNLERİNE HAYIR

“Sık değişen gündem ve ekonomik zorluklar içinde ‘sigaraya hayır’ kampanyalarının etkisi görece sınırlı kalıyor, sigara fiyatlarındaki artışlar da bir süre sonra etkisini kaybediyor” diyen Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Yılmadan mücadelemize devam etmeliyiz. Aynı zamanda topluma aydınlatıcı bilgiler vermek de bizim görevlerimiz arasında yer alıyor. Kanımca, sigara ile mücadelemizdeki başarılı olamamanın temelinde, kişilerde ‘bana bir şey olmaz’ anlayışı da yatıyor. Oysa bu konuda geleceği hiç tahmin edemiyoruz. Kimler sigaraya rağmen kanser olmayacak ya da sigaraya bağlı akciğer kanseri olacak önceden bilemiyoruz. Sigara içenlerde akciğer kanseri riski yüzde 2 bin artıyor, ailenizde akciğer kanseri var ise risk biraz daha artıyor. Bir başka risk faktörü de var ise akciğer kanseri olma şanssızlığı daha da artıyor. Sigara, nargile ve tüm tütün ürünlerine ‘hayır’ demeyi başarabilmeli ve uygulayabilmeliyiz. Tütün ürünlerinin kanser yapıcı etkilerini ortadan kaldıracak ne bir beslenme türü, ne bir bitkisel ilaç, ne de bir tıbbi müdahale türü var. Bazı vitamin veya mineral desteklerinin sigaranın kanserojen etkilerini arttırabiliyor.”

HASTANELERDE GÜVENLİ BÖLÜMLER OLMALI

Pandeminin ilk dalgasının birinci zirvesinin yaşandığı Mart-Haziran ayları arasında, akciğer kanserli hastaların hastanelere gelmediğini ya da gelemediği bir süreç yaşandığını hatırlatan Yılmaz şunları vurguladı: “Hastanelerde Covid-19 olacağı endişesi taşıyan hastalar haksız değillerdi. Hem hastanelerde yeterli temiz alan oluşturulamadı hem de var olan temiz alanların duyurusu tam yapılamadı. Özellikle İtalya’da yaşanan sağlık kaosu bizi de etkiledi. Ancak, ilk dalga ikinci zirvenin yaşandığı bugünlerde hastaların güven ile hastanelere gelebileceği ve güvenle tetkik ve tedavilerinin yapılabileceği bölümler hazır olmalıdır. Bu güven, hastalar yanında sağlık hizmeti sunanlar için de sağlanmalıdır.”

RADON SALINIMI DA ÖNEMLİ BİR FAKTÖR

Başta sigara olmak üzere, solunum yolu ile vücuda girerek solunum yolları iç örtüsünde kronik, tekrarlayıcı travmalara sebep olan durumların, hücre DNA’sında değişikliklere neden olduğuna dikkat çeken Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:“Mutasyon dediğimiz bu değişiklikler hücrelerde hızlı ve kontrolsüz çoğalmanın yanında ‘ölümsüzlük’ özelliğini de kazanıyor. 50 yaşından sonra bu risk artmaya başlıyan süreç, 60 yaşından itibaren de zirve yapıyor. Çevresel veya mesleksel asbest, maruziyetten 30-40 yıl sonra ortaya çıkan akciğer kanserinden sorumlu olabiliyor. Üzerinde yaşadığımız yerküreden salınmaya devam eden radon ise bir diğer önemli kanserojen. Dikkatlerimizi henüz yeterince veremesek de bu önemli bir konu. Evlerimizin, iş yerimizin bulunduğu alanlarda radon salınımı yüksek olabilir ya da iş yerimizin içinde kullanılan malzemeler hala radon yayıyor olabilir. Dikkat etmeliyiz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.