Nilüfer Neslihan Önderoğlu’nu ağırladı
Nilüfer Belediyesi’nin “Edebi Kazılar” söyleşilerinin Ekim ayı konuğu, ödüllü yazar Neslihan Önderoğlu oldu. Önderoğlu, son romanı Cüret üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
Nilüfer Belediyesi tarafından 2008 yılından bu yana düzenlenen ve Türk edebiyatının önde gelen isimlerini okurlarla buluşturan “Edebi Kazılar” söyleşilerinin Ekim ayı konuğu, son dönemlerin en çok okunan ve üreten yazarlarından Neslihan Önderoğlu oldu. Akkılıç Kütüphanesi’nde düzenlenen etkinlikte Önderoğlu, ödüllü romanı “Cüret” ve edebiyata bakış açısı üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.
2012’de yayımlanan öykü kitabı “İçeri Girmez Miydiniz?” ile 2013 Haldun Taner Öykü Ödülü’ne, “Yeryüzü Yorgunları” romanı ile 2019 Melih Cevdet Anday Edebiyat Ödülü’ne ve son romanı “Cüret” ile Duygu Asena Roman Ödülü’ne layık görülen Neslihan Önderoğlu’nun söyleşisine sanatseverler büyük ilgi gösterdi.
Yazar Fatma Burçak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide, Neslihan Önderoğlu edebiyata ve öykücülüğe dair düşüncelerini paylaştı. Kendisini yazmaya iten en büyük etkenin çok okumak olduğunu belirten Önderoğlu, topluma dokunan ve rahatsız edici konular hakkında yazmayı tercih ettiğini söyledi. “Yazmak, okurlarla sürdürülen bir durum. İyi bir roman ya da öykü, okuru düşünmeye itmeli. Hikâyelerimdeki konuları da buna göre seçiyorum,” diyen yazar, “Şu anda İstanbul’da iki genç kızımızı katledip sonrasında intihar eden zanlının düşünce yapısını, onun bakış açısından anlatacağım bir öykü yazıyorum” açıklamasında bulundu.
Yazarların algı gücünün yüksek olduğuna vurgu yapan Önderoğlu, eserlerindeki konuları belirlerken sosyal hayattan, sinemadan ve güncel haberlerden ilham aldığını ifade etti.
CÜRET, YOK SAYILANLARIN HİKAYESİ
2023 yılında yayımlanan “Cüret” romanında, toplumca dışlanan, yok sayılan ve ötekileştirilen insanların hikâyelerini Gül, Resul ve Oğuz karakterleri üzerinden anlatan Önderoğlu, roman fikrinin ikinci öykü kitabı “Mevsim Normalleri”nde yer alan “Kestane Ağacı” isimli öyküde atıldığını belirtti. Yıllar içinde Gül ve Oğuz karakterlerini sıkça düşündüğünü ifade eden yazar, şunları söyledi:
“Oğuz, serebral palsi hastası olduğu için evden çıkamıyordu. Gül de Oğuz’a bakmak zorunda olduğu için evdeydi. Onları evden çıkarmayı çok istedim. Bu noktada Resul karakteri doğdu. Resul, çocuk sayılabilecek bir yaşta ikiz kardeşini kaybetmenin travmasını yaşayan, kardeşini boğulmaktan kurtaramadığı için kendini suçlayan ve kendi seçimlerini yapmayı başaramamış biri. Belki de bu nedenle Gül ve Oğuz’a yardım ediyor.”
Söyleşinin sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayan Neslihan Önderoğlu, okurları için kitaplarını imzaladı.