Dolar 32,3652
Euro 34,9704
Altın 2.323,66
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 26°C
Az Bulutlu
Bursa
26°C
Az Bulutlu
Cts 28°C
Paz 28°C
Pts 29°C
Sal 19°C

Keşke

30 Haziran 2021 13:41 | Son Güncellenme: 30 Haziran 2021 19:16
732
A+
A-

“Dilerdim ki, ne olurdu “ anlamında kullanılan özlem veya pişmanlık duygularını dile getiren bir sözcüktür. Farsça kaşki kelimesinden türediği bildirilmektedir.  Genellikle güçsüz insanların kullandıkları bir kelime olarak da anlatılır. Yaptıklarından ya da yapamadıklarından pişmanlık duyanların sıkça kullandığı bir sözcüktür. “Keşke okusaydım, keşke paramı harcamasaydım” vb. gibi binlerce örneği bulmak mümkündür. Her insanın kullandığı bu sözcüğü ne kadar az kullanıyorsanız o kadar mutlu ve başarılısınızdır bana göre.

İnsanlar bilinçleri gelişmeye başladıktan sonra kendi kararlarını kendileri verirler ve buna özgür irade denir. Özgür iradesi ile hareket eden insanlar herhangi bir etkileşim ve dayatmanın etkisinde kalmazlar. Her konuyu akıl süzgecinden geçirip bilimsel analizler yaparak karar verir ve eyleme geçerler. Ancak bunları yapabilmek için kişinin kendisini tanıması gerekir. Neleri yapabilme gücünün olduğunu ve bu gücün sınırının ne olduğunu analiz eder ve tüm olasılıkları gözden geçirir ve olanaklarını da akılcı bir şekilde kullanır. Böyle davranan insanlar yaptıklarından ve verdikleri kararlardan genellikle pişmanlık duymazlar. Neleri yapmamaları gerektiğini de bilirler ve yapmazlar. Böylece ne yaptıkları için ne de yapmadıkları için keşke’leri, yani pişmanlıkları olmaz ya da çok az olur.

Özgür iradesini kullanamayan ve sağlıklı düşünemeyen veya güdümlenen insanlar ise hep başkalarının verdikleri kararlara ve talimatlara göre hareket ederler. Böylece güdümlenen ve güdülen bu insanların hayatı hep keşke’lerle doludur. Eğitimlerini bile nasıl yapacaklarını hep başkaları söyler. Belki de eğitimden uzaklaştırılır ki hep birilerinin arka bahçesinde toplayacağı meyveler olarak dursun. Bu durum yurdumuzun bazı yörelerinde şeyh, ağa ve siyasetçi üçgeninin ortasında bulunan eğitimsiz bırakılmış yurttaşlarımız için daha belirgindir. Evrensel nitelikte olan ve kendi yaşamlarını dahi etkileyecek olan seçimlerde bile ağasının veya şeyhinin talimatları doğrultusunda oy kullandığı inkâr edilemeyecek bir gerçektir.

Siyasi olabilecek konularda yazmama hususundaki kararlarıma sahip çıkmak arzusuyla bu konuyu burada kesiyorum izninizle. Üzerinde durmak istediğim husus, hayatımızdaki keşke’lerin azlığı veya çokluğuyla ilgilidir. Bir insanın keşke’lerinin arttığı oranda mutsuzluğu ve pişmanlıkları da artacaktır. Zira hayatını gönlüne göre yaşayamamıştır. Sürekli olarak “aman el ne der” paranoyasıyla özgürlüğünden uzaklaşmıştır. Uzun saç bırakmayı  ya da kulağına küpe takmayı çok istiyordur, ama çevre baskısı bu arzularını hep engellemiştir. Hep çok ciddi ve ağırbaşlı bir erkek olması gerektiği beynine nakşedilmiştir. Ya da giyim kuşamına sürekli müdahale edilen kadın da çevre baskısıyla gönlünce yaşayamamıştır. Hep başkalarının istediği kalıplarda kalmaya mahkûm edilmiştir.

Oysa ki, düşündüğümüzde dünyaya bir defa ve yalnız olarak geliyor ve yalnız olarak gidiyoruz. Arkamızdan hoca soruyor musalla taşında; ”Merhumu nasıl bilirdiniz?” Hangi kriterlere göre “iyi bilirdik ya da kötü bilirdik” diyecekler. Yine toplumun dayatması sonucu oluşan kurallara göre cevap verecekler ve ne kadar kötü bilinse de biri çıkıp da “kötü bilirdik” demeyecek. Ama o musalla taşında yatarken kişi bilecek ki, hayatı keşke’lerle dolu geçmiş. Ve bu keşke’leri geri çevirmeye vakit kalmamış artık.

Bu nedenle insan nasıl mutlu olabiliyorsa öyle yaşamalı, tabii ki mutlu olmak uğruna çevresini mutsuz etmeden. Şarkı söylemekten çekinmemeli, ya da kırlarda koşmaktan. Gülmekten utanmamalı kahkahalarla ya da ağlamalı hıçkıra hıçkıra. Sevmekten de korkmamalı ve sevdiğine sevdiğini de söylemekten de. Yeryüzünün en saf duygusu olan sevmek, tüm insanların hakkıdır, nefes almak gibi. Gönlünün çektiği giysileri giymeli, istediği sinemaya gitmelidir. Çünkü o kadar az olan bir ömre bunları sığdırmak hiç de kolay olmayacaktır.

“Keşke Gitar çalmayı öğrenseydim” deyip yapamadıklarına üzülmek yerine gitar öğrenmek için çaba sarf etmeli. Belki bu konuda hiç de yeteneği olmadığından asla gitar çalamayacaktır. Ancak, başını omuzlarından geriye doğru büküp de baktığında “Keşke” demeyecektir denemediği için. Bu tür örnekleri siz de bulacaksınız eminim.

Çok az “KEŞKE” diyebilmeniz ümidiyle.

 

 

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
9 Mart 2021 11:49
6 Eylül 2021 08:19
25 Ekim 2021 09:33
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.