Dolar 32,3764
Euro 34,9749
Altın 2.325,67
BİST 9.078,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 27°C
Az Bulutlu
Bursa
27°C
Az Bulutlu
Cts 27°C
Paz 27°C
Pts 30°C
Sal 19°C

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar

28 Mart 2021 09:08
710
A+
A-

“Dar alanda kısa paslaşmalar” film adı falan değil, milli takımın akılcı Norveç maçı taktiği, dersine iyi çalışan bir ekip ve alınan başarılı bir sonuç. Topu ayağa oynayan ve yerden kaldırmadığı sürece oynadığı oyundan keyif alan bir takım gördük. Kenar ortaları ile iki güçlü forvetini buluşturmak isteyen Norveç’e ilk önlem kenar bekleri ve önlerindeki orta sahadan geldi. Orta kalitesi düşen Norveç, dikine oynamak konusunda da hazır bir takım değildi. Milli takımımız, fizik gücü iyi olan Norveç forvetine karşı Çağlar ve Kağan‘ın yanında Okay Yokuşlu’nun da desteği ile Haaland ve Sorloth‘tan tehdit görmedi. Orta sahada Ozan Tufan’a ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Oyunu defansif ve ofansif olarak çok iyi okudu, mücadele etti, golünü attı, fizik gücünü ekonomik kullanarak takım oyununa büyük katkı verdi.

Oyuna sonradan giren, Enes, Taylan, Caner ve Halil de ayağa top yapma, oyunu kontrol etmek için doğru tercihlerdi. Öne çıkan Norveç defansına, Halil gibi, hızlı konratak oyuncusu alınması da mantıklıydı. Enes bile takım savunmasına destek verdi. Sahada tam bir takım oyunu görüntüsü vardı.

Milli Takımımızda, ilk 11’de oynayan Uğurcan ve Ozan Tufan dışındaki tüm futbolcular yurtdışında oynuyor. Futbol kültürlerinin ve vizyonlarının geliştiğini görebiliyoruz. Mevcut yeteneğe, mental olarak ve vizyon olarak Avrupai bir görüş eklenince, Norveç, Hollanda gibi ülkelere baş kaldıran, evrilen bir milli takım ortaya çıkıyor. Biz top tekniği olan ayağa top yapabilen, duygusal motivasyonla oynayan bir takımız. Gruptaki en iyi iki takımdan 6 puan aldık. Ben de dahil Letonya maçını “çantada keklik” görüyoruz. Letonya’ya karşı takım savunmasından daha çok, takım olarak hücum yapacağız, Letonya savunmada kalacak, aman dikkat diyelim, denizi geçiyoruz derede boğulmayalım. En tehlikeli maçlar, garanti olarak görülen maçlar ve rehavet sonrası oynanan maçlardır.

Diğer dikkatimi çeken husus ise; oynanan iki maçta da hakemleri takdir etmek gerek, gördüklerini çaldılar, en az hata ile maç yönettiler, demek ki “VAR” olmadan da maç yönetilebiliyormuş.

Sonuç olarak; alınan iki büyük galibiyet iki ay sonrası için oynanacak Avrupa Şampiyonası grup maçları  ve Eylül ayında oynanacak bu grubun diğer maçları için iyi birer referans oldu. Eylül maçlarında Milli Takım olarak genelde zor dönem geçiririz, sezon başı olduğu için form tutma açısından zorlanabiliriz ama bu fırsatı da kaçırmayalım. Bu akşam ülke olarak keyif aldık, mutlu olduk umarım turnuva sonunda da aynı mutluluğu yaşarız. Teşekkürler Milli Takım.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
26 Mart 2021 07:50
26 Nisan 2021 08:31
22 Mart 2021 10:28
9 Eylül 2023 09:06
12 Nisan 2021 17:49
YORUMLAR

  1. Eren Ömer DÜNDAR dedi ki:

    Milli takımımızın Norveç’le oynadığı maçı çok büyük keyif ve gururla seyrettim. Doğal olarak beklentilerimiz de ona göre arttı. Şahsen bizim çocukların beklentilerimizi boşa çıkarmayacaklarına ve bize daha gururlu günler yaşatacaklarına olan inancım sonsuz. Böyle devam edin yiğitler!

  2. Uğur ÖZBAY dedi ki:

    Ben her iki maçta da milli takımın ballı olduğu görüşümde ısrarlıyım. Hollanda maçında 5 kez atak yapıp 4 gol atmak kimse tarafından bilinçli bir oyun olarak nitelenemez. Şans faktörü bizim taraftaydı. Norveç maçında da 2 offside kararı da doğru fakat verilen gol fırsatının gözardı edilmemesi gerekir, Shörlot’un direkten dönen topunun milli takımın 1-0 önde iken olması (golün olması halinde skor 1-1 olacaktı) maçın kırılma noktasıydı. Kendimizi dev aynasında görmekten vazgeçelim. Halen kendimize has bir oyun plânınızın olmaması, kişisel beceriler ve toplu gücün toplu müdafa taktiği ile başarılı olamayacağınız kanaatimi koruyorum.