Dolar 32,5173
Euro 34,7871
Altın 2.422,17
BİST 9.672,31
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 26°C
Az Bulutlu
Bursa
26°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 22°C
Cts 19°C
Paz 21°C

Bunlar Hep Retrodan

Bunlar Hep Retrodan
24 Ekim 2020 13:00
472
A+
A-

Bu sabah İzmir’e gitmek için yola çıkmaya çalıştım.

“Çıkmaya çalıştım”, çünkü çeşitli aksilikler yakamı bırakmadı.

Önce kendime kahve yaptım. Her güne kahve ile başlarım.

Kahvemin nefis kokusu geldi burnuma. Tam fincanı alıyordum ki, elimden kaydı, döküldü.

Tabi hemen temizledim; temizlerken kafamı masaya çarptım.

Neyse, “Devam et Müzeyyen, sorun yok” dedim.

Sonra etrafı toparlayıp evden çıktım, arabamın anahtarını aramaya başladım.

Yok! Durup aradım yok.

Çantamın altını üstüne getirerek aradım, yine yok…

Sonra çantamın sapı elimden kaydı, bavul gibi bir hacmi olan çantamın içindeki bir sürü gereksiz şey yere döküldü .

“Kahretsin”, dedim topladım. Ama anahtar da yok bu arada, onu da unutmadım.

Pes etmedim; otoparka kadar aradım, aradım. Bir baktım arabam orada.

Oto yıkamacıya verdiğimi anımsadım.

Ve anahtar da orada elbette!

“Yorgunum herhalde” dedim, gülümsedim.

Sonra arabaya binerken kafamı yine çarptım.

Bir yola çıkabilsem…

Arabaya binince hemen kolonya ile direksiyonu silmek istedim.

Kolonyanın kapağı çıkmış, yarısı arabanın içine döküldü.

Şu bölümü atlatsam…

Neyse, çıktım yola benzin alacağım, baktım herkes benzinlikte!

Sabah erken saatler olmasına rağmen nasıl kalabalık, sıraya girdim.

Önümde bekleyen kişinin de ayağı frende fazla kalmış olmalı ki bir gevşeme oldu ayağında sanırım ve “küüt” diye bir ses.

Ben de fırsattan istifade tabi ki telefonuma bakıyordum. Sesle irkildim. Öndeki aracın sahibi arabadan  indi. Ee ben geri kalır mıyım? Ben de indim.

Birazcık “cık cık” sesi çıkardı ama baktık arabalara. “Bir şey yok gibi” dedik, anlaştık.

Arabalarımıza dönerken de yine birazcık “dır dır” modu ile dedi ki “İnsan bir korna çalar.”

“İnsan!”

Etrafına bir baktı.

Bindik arabalarımıza ama ben biraz şaşkın biraz da “küs” bindim.

İnsanlar korna çalıyor demek ki bu gibi durumlarda; el freni çekilmesine gerek yok.

Sonuçta ben korna çalmadım yani. Ben şimdi neyim? Ya da ne değilim? 🙂

Sonra kızmaya da başladım. Bana bir çeşit şiddet gösterdi.

Şeytan diyor ki, in arabadan, git yanına, pis pis bakıp, camını tıklat, “pardon ne dediniz az önce?” de ya da çarp arabasına sonra da de ki “İnsan orda mı durur bak çarptım?”

Bu şeytan zaten hiç zamanı tutturamaz ya sonradan ya da önceden bir de çok agresif konuşur. Serttir yorumları:

“Bunları asacaksın şehir meydanında”, tarzında yorumları da vardır.

İyice sinirlendirdim kendimi.

Çarpayım arabasına ya! En serti bu olur.

Ama bu kez de “Ya İnsan bir dikkat eder” demez mi?

Der.

Sonuçta birine arkadan çarpmak da net bir penaltı pozisyonu.

“İnsan” olduğumu asla kanıtlayamam beyefendiye.

“İnsan” olmaya özen gösterdim.

Aldım benzinimi yola çıktım. Yolda da aklımdaydı bu mesele.

Soru aynı: “Neden tepki vermedim?”

Şok yaşadım galiba; olabilecek en ilginç yorumdu bence sürücünün ki.

Bu yorumun kaynağı da kendisindeki doğuştan getirdiği bilgisi.

Kabahat onda değildi.

Kabahat hep karşı taraftadır. Yani bendeydi.

Neden bendeydi ?

Bir, “ben bir kadınım.”

İki, “ben kadın sürücüyüm.”

Üç, “ben tek başına bir kadınım.”

Dört, “sorun çıkarırsam bana cevabını her şekilde verebilir. Gerekirse duygusal fiziksel şiddet kullanır.”

Beş, “kendi tarafında olduğunu varsaydığı seyirciler de var.”

Yukarıda ki bu maddeler sebebi ile hata bendeydi.

Yani en uygun bendim sanırım. 🙂

Neden bu sabah böyle başladı?

Canım sıkıldı, işler ters gitti; üstelik haksızlığa da uğradım.

Hemen topladım kafamı. O ana odaklandım.

İzmir’e gidiyoooorum.

En sevdiğim şarkıları dinleyerek, yolda küçük molalarda kahve içip, yol üzerinde satılan şeylerden alıp keyifle İzmir’e gidiyorum.

Yarın akşam çok sevdiğim Urla’da olacağım.

Daha ne olsun, harika!

Keyifli şeyler düşünmeye başlayınca neşem de yerine geldi.

O adamcağıza da küsmeyi bıraktım. -bakınız adam adamcağız oldu 🙂 –

Belki de onun için de kötü başlamıştır gün. Kim bilir?

İçimizde o kadar çok “mod” var ki çocuk, yetişkin, ebeveyn modlar.

Bu sabah kızgın çocuktu sanırım.

Sonra bana da ulaştı o çocuk; “gel oynayalım” dedi. Ben de hemen oyuna girdim. Ben de ona küstüm.

Belki sonra o da benim gibi yetişkine geçmiştir.

Her şey, biraz sakinleşip, anı yaşayamaya başlayınca ne kadar farklı görünmeye başlıyor.

Son zamanlarda sürekli duyduğum bir şey geldi aklıma birden. Ben de kendi suçlumu buldum.

Asıl sorun merkür retrosu…

Evet evet.

Eskiden aksilik vardı, nazar vardı, sinirlilik vardı. Şimdi de merkür retrosu var.

Bunlar hep retrodan.

Net.

Bilimsel bakış açısı gibi yok. Bağladım retroya bitti 🙂

Herkese sağlıklı yetişkin modumdan keyifli hafta sonları dilerim.

Bakın bakalım hangi modlarınız aktif oluyor.

 

Müzeyyen ÇUHADAR

Psikolojik Danışman
Kasımova Psikoloji Merkezi

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.