Yangın yüzünden birbirlerine girdiler

4 Ağustos 2021 12:03

444

Türkiye’nin günlerdir mücadele ettiği yangınlar nedeniyle yapılan yardım çağrısı ünlüleri birbirine düşürdü.

Şarkıcı Nilüfer, sosyal medyada paylaşılan Help Turkey etiketine tepki göstererek, “Türkiye’nin dünyaya karşı böylesine aciz durumda görünmesi benim milli duygularımı yaralıyor” dedi.

Nilüfer gibi Ünlü besteci ve söz yazarı Şehrazat “Bu yardım çağrısı çok ağrıma gitti. Vatanım bu acziyete düşecek ülke değildi. Onun için o yardım çağrısını paylaşmayacağım” dedi.

Şehrazat’a destek, oyuncu Nilgün Belgün’den geldi. Belgün, “Benim de ağrıma gitti ben de paylaşmayacağım” diye yazdı.

Söz konusu ifadeler sosyal medyada tartışma yarattı.

Şehrazat ile oyuncu Farah Zeynep Abdullah arasında kampanya nedeniyle gerginlik yaşandı.

Abdullah, “Hayvanlar, doğa perişan, onur için yaşamak ne alaka” diye sordu.

Genç oyuncu ise Şehrazat’tan ilginç bir yanıt aldı.

Şehrazat bu tepkiye “Siz ne anlarsınız vatanın onurunu korumaktan. Siz kim bana bunu yazmak kim? Ne iş yaparsınız bile bilmem” dedi. Abdullah da ünlü söz yazarının yanıtını, alaya alan harfler koydu. Farah Zeynep Abdullah’ın kendisinden 37 yaş büyük Şehrazat’a karşı kullandığı ifadeler sosyal medyada gündem oldu.

Şehrazat’ın paylaşımına bir tepki de oyuncu Hazal Kaya’dan geldi .

Kaya, “Bütün ülkeler bu gibi büyük felaket zamanlarında diğer ülkelerden yardım isterler. Cayır cayır yanan canları izlemek gitsin zorunuza…Bir ağaç, bir köy, bir hayvan daha kurtulsun da kim ne derse desin bizim için…ne tuhaf dertler var ya…” sözleriyle tartışmaya dahil oldu.

YANITI GAZETECİ NİLAY ÖRNEK VERDİ

Öte yandan Nilüfer gibi “HelpTurkey” çağrısına tepki gösterenlere yanıtı ise gazeteci Nilay Örnek sosyal medya hesabından verdi.

“Hükümeti düzgün bir şekilde göreve çağıran bizlere kızan insanlar, bizleri göreve çağırıyor” diye yazan Örnek şu ifadeleri kullandı:

Hepimize değen bazı olaylarda içimden geçeni yazarım. Bu beni de rahatlatır, duygudaşlar olur, bazen bir takım çareler bulunur.

“Kişisel gözlemim; yangınlarda gördüğüm kadar saldırgan bir kitle az gördüm.

O kitle keşke algı yönetmek kadar sorun çözmekle, yara sarmakla da uğraşsa.

Kimi başka ülkelerden yardım isteyen vatandaşının avına çıkmış, kimi bundan ‘utanmış’!

Keşke bu ülkede insanlar ‘doğru şeyden’ utansa.

Yahu insan çaresizliği nasıl bir histir, ‘can havli’ nedir hiç mi bilmezsiniz?

Canı için, toprağı için endişelenen insanlara bir de korku salınmasını mı izleyeceğiz?

Yangınlarda gördüğüm kadar saldırgan bir kitle az gördüm.

Bir hanımefendi yoruma “Nilay Hanım evde dört dönüyorum” yazmış, ona “Evde dönmekle olmaz gitsene hadi” yazıyor.

Böyle dönemlerde insanlar üzüntü ya da öfkelerini yanlış ifade edebilir, yanlış yere gereksiz tepkiler verebilir ama bu öyle de değil.

Senin canının yanmasından haz ediyor gibi, sistemle yazıyor. “Geçen ay orman, ağaç ne güzel diyordun, gidip söndürsene, devlete iş buyuruyorsun” diyor.

Hükümeti düzgün bir şekilde göreve çağıran bizlere kızan insanlar, bizleri göreve çağırıyor. Buna hazırlanması gereken, bu konuda bilgi ve imkanı olan yöneticilerdir.

“Nankörsünüz devletimiz… vs” yazanı geçtim ama üzüntüsüyle yorum yazanları taciz eden, üzülenin yarasını deşen, tacizci, garip bir güruh var; ne garip. Ne acı.

Biri kalkacak da koltuğuna ben oturacak değilim, siyasetten nefret ederim. Bi bıraksalar da siyasetin s’sini ağzımıza almasak keşke, sokakta bir mikrofon uzatsalar da Başbakan’ın, hatta bak bak, Cumhurbaşkanı’nın adını bile bilmesek, doların euronun durumundan haberimiz olmasa; “Cahil” deseler bize…

Ülke, gül bahçesine döndü de bizim mi haberimiz olmadı?

Biz mi geriyoruz milleti ekonomisinden darbe girişimine, üniversiteliye eziyetten ‘çökmelere’…

Bizi bi rahat bırakın.”