Toprak Çağırmadan Gel

Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim, çocukluğumdan beri kendi halimde saz çalar türkü söylerim. Ama müzik konusunda hiç fanatik değilim. Türk sanat müziğini de Arabesk müziği de batı müziğini de zevkle dinlerim. Türk Sanat müziğinde çok sevdiğim ve beğendiğim sanatçılardan biri de Emel Sayın’dır. Neredeyse tüm şarkılarını dinlediğimi ve bildiğimi sanırdım.  Fakat bir şarkısını kaçırdığımı çok sevdiğim bir dostum söyledi ve dinletti.” Aman Tanrım bu ne” diye haykırdım içimden. Bana göre muhteşem bir şarkı ve Emel Sayın’ın muhteşem yorumu. Şarkıyı dinlerken müziğinin yanı sıra sözlerindeki anlamlar beni AŞK denilen dünyanın en mükemmel duygusunun içine atıverdi ve hala çıkamıyorum bu aşk girdabının içinden.

Gün sensiz batar, Kalp gizli kanar,

Sen yoksun çoktandır sofram yalnız, Gönlüm çok ıssız.

Bir kurşun gibi bir hançer gibi içimde yatarken senin aşkın

Sevmem kimseyi.

Gel gönlüm baharken, Gel hala severken

Can tende yaşarken

TOPRAK ÇAĞIRMADAN GEL.

Aşkı anlatmaya gerek yok sanırım, çünkü aşkı bilmeyen kalp yok gibidir. Aşkı bilmeyen zaten kalpsizdir.  Aşk acısı çekenlere, aşk mutluluğu yaşayanlara seslenmek istiyorum. Tutunun aşkınıza var gücünüzle, yok etmeyin bu kutsal duyguyu çeşitli bahanelerle. Hep söylerim, utanmayın sevdiğinize onu sevdiğinizi söylemekten. Hatta haykırın avaz avaz. Küsmeyin hemen sevdiğinizin yaptığı aptalca ve çocukça hatalardan dolayı. Dünkü yazımda da bahsetmiştim, kırgınlıklarınızı içinizde biriktirip kızgın volkanlara dönüştürmeyin. Vurun kafasına bir demet çiçeği, söyleyin yaptığı öküzlüğü ama küsmeyin. Sevginizi de içinizde biriktirmeyin, söyleyin. Ya bir daha söyleyecek zamanınız olmazsa.

Dedim ya konu aşk olunca merhum Kazım Koyuncu’yu unutmak olur mu?

“Ben seni sevdiğimi dünyalara bildirdim

İndirdin kaşlarını babanı mı öldürdüm”

Gençler, olgunlar, yaş almışlar, kızlar, erkekler ve de çocuklar özgürce sevin. Dünyayı, yaşamı, doğayı ve sevgilinizi. Sevmek Tanrı’nın insanoğluna bahşettiği en yüce duygulardan biridir. O halde bu yüce duyguyu incitmeden sevmeye devam edin.  Ertelemeyin sevginizi, yarına bırakmayın. Sabaha küs çıkmayın, ya da hafta sonuna veya gelecek sonsuz zamana.  Dökmeyin gözlerinizdeki yaşı kalbinizin içine sessiz sessiz.

Aşkın ve sevginin egemen olduğu toplumlarda mutluluk doruklarda gezer. Aşkın ve sevginin açamayacağı bir kapı olmadığından insanlar mutlu yaşarlar. Dargınlıklar ve küslükler olmadığı için savaşlar da olmaz. Yüreğinde sevgi taşıyan hiçbir insan bir başka cana kıymaz. Bakınız dünya tarihine kan döken canilerin nerdeyse tamamı sevgi yoksunudurlar. Kendilerinden başka hiç kimseyi sevmeyen sadece egolarıyla barışık olan zavallı insanlardır. Bu tür insanlar dünyayı yok etmekten de kaçınmazlar. Zira içlerinde sevgi yoktur. Dünyayı sevgi kurtarır ve sevgi yaşatır. Sevgiyle ekmese tohumu çiftçi Buğday mı olur? Leonardo da Vinci nefretle mi yaptı Mona Lisa’yı? Sevgiyle çoğalmadı mı ağaçlar ve ormanlar. Sevgiyle yoğrulmasaydı hamur, yiyecek ekmek mi bulurduk ya da sevdiğimiz pasta mı olurdu? Her şeyin anahtarı sevgi ve aşk dostlarım.

Yok ikinci bir ömür ki ona saklayayım bu zavallı, yorgun yüreği. Bu yüzden sevmeye devam edeceğim son nefesime kadar sevilsem de sevilmesem de.

Gel gönlüm baharken, gel hala severken

Can tende yaşarken

TOPRAK ÇAĞIRMADAN GEL.