Dolar 32,4422
Euro 34,8302
Altın 2.436,47
BİST 10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 21°C
Az Bulutlu
Bursa
21°C
Az Bulutlu
Sal 17°C
Çar 20°C
Per 20°C
Cum 17°C

Takıntılarım

25 Ocak 2021 13:48
356
A+
A-

Dünyanın en büyük özgürlük harbidir Gazi Mustafa Kemal Paşamızın önderliğindeki İstiklal Savaşı. “Çıktık açık alınla on yılda her savaştan, On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan” diye marşlar söyleriz onurla ve gururla. Çünkü Türk tarihinin en önemli zaferlerinden bir çoğu  bu on yılda kazanılmıştır.
Türk Cumhuriyet tarihini anlatmayacağım burada. Zira inanıyorum ki her Türk evladı bu tarihi ezbere bilir veya bilmek zorunda. İstiklal savaşı başlamadan  önceki en büyük zaferimiz Çanakkale Zaferi’ydi.

Yedi düvel saldırıyordu ufacık bir karaya.  Ama bilmiyorlardı ki orada Gazi Mustafa Kemal önderliğinde şanlı Mehmetçiklerimiz, yani dedelerimiz vardı. Hiç biri geri döneriz diye düşünmeden gitmişti oraya. Anaları da kınalı kuzu gibi kınalamış, ”Vatana kurban olsun”  diye göndermişti.

Bu Mehmetçiklerimiz için bir de ağıt formatında türkü yakılmıştı; Hey onbeşli onbeşli, Tokat yolları taşlı” diye. Onbeşli denince yaşı onbeş olanlar sanılmasın. Hicri takvime göre 1315 doğumlular askere gönderilmişti. Hatta yaşı tutmayan Halil’in yürek yakan öyküsü de ayrı bir yazı konusu bence.

İşte baş takıntım; böylesine acı dolu bir ağıt utanarak yazıyorum düğün salonlarında oyun havası olarak çalınıyor ve insanlar bu türkü eşliğinde oyun oynayarak atalarımıza, dedelerimize, şehitlerimize zulüm ediyorlar. Kemiklerini sızlatıyorlar. Lütfen rastlarsanız böyle bir duruma müdahale edin, başka oyun havası mı yok. Mesela “Manda yuva yapsın söğüt dalına.”

Reklamlar var bir de. Şarkıcı bir bayan mücevher reklamından da para kazanmaya devam ediyor. “ Her kadının hakkı” diyor taktığı pırlantayı gösterip. KDV’si sıfır olan bu her kadına lazım pırlanta, televizyon başındaki kadınlarda nasıl bir etki yaratıyor bilemem ama ben acı acı gülümsüyorum sadece.

Zira yaşadıklarım öfke boyutunu aştı, gülmek gibi bir aptallığı yaşıyorum. Ülkenin yarıdan çoğu açlık sınırında ya da yoksullukla uğraşıyor. Pazar yerlerindeki artıklardan toplayıp çorba kaynatmanın peşinde. Bir kullanımlık maskeyi yıkayıp yıkayıp takıyor. Ekmeğe zam gelmiş, tek doyurucu yiyecek maddesi de azalmak durumunda, kar başlamış, bizler pencereden kar yağışını izlerken ya da kardan insancıklar yapmaya çalışırken o kadın çocuklarını soğuktan nasıl koruyacağının peşinde. Ve reklamdaki para üstüne para kazanan kadın “Her kadının hakkı” diyor.

Birazdan survivor başlar, ya da o ses Türkiye. İlginçtir her kanalda değerli bilgileriyle “şükretmeyi” öğreten hocalardan aldıkları ilhamla çocuklarının karnını pazardan topladıkları artıklarla doyuran anne ve baba da oturacak ya gönüllüleri ya da ünlüleri tutacak ve heyecanla kimin eleneceğini tartışacak.  Ya da Hadise bacılarının ya da Murat Boz kardeşlerinin pandemi süresince neler yaptıklarını merak edecekler.

İşte bu ve buna benzer yüzlerce takıntılarım var.  Kafam takılıyor yine ve Yahya Kemal Beyatlı’nın sessiz gemisi takılıyor dilime ; “Bir çok giden memnun ki yerinden, çok seneler geçti, çok seneler geçti, dönen yok seferinden.”

Demek herkes memnun…..

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
3 Temmuz 2021 07:42
15 Ocak 2021 11:07
21 Ekim 2021 00:12
18 Ekim 2021 23:59
8 Mart 2021 10:08
19 Ağustos 2021 09:49
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.