Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 19°C
Az Bulutlu
Bursa
19°C
Az Bulutlu
Paz 19°C
Pts 19°C
Sal 18°C
Çar 19°C

Sevme hakkı

28 Temmuz 2023 23:13
801
A+
A-

1958’deyiz. Aşkın sınır ihlâlinden bahsediyoruz. Nasıl mı? Siyahi bir kadın olan Mildred Jeter ile beyaz Richard Loving, Amerika’nın pek çok eyaletindeki ırklar arası evliliği engelleyen yasalara rağmen, Washington’da dünya evine girerler. Altı yıl sonra polis onları tutuklar. Yaşadıkları Virginia eyaletinin dışında evlenerek, buranın kanunlarına aykırı davranmışlardır. Virginia’dan yirmi beş yıl uzaklaştırma cezası alan Loving çifti Washington’a taşınır. Mildred, dönemin Adalet Bakanı Robert Kennedy’e mektup yazarak, yeni medeni haklar yasası ile bu durumun düzeltilmesine imkan olup olmadığını sorar. Kennedy, Amerikan Medeni Haklar Birliği’ne başvurmalarını önerir. Ve dava açılır. 1967 yılında, Yüksek Mahkeme, ırklararası evlilik yasağı uygulayan on altı eyalette bu yasaların iptaline karar verir. Loving çifti memleketlerine geri döner.

‘Aşkın sınır ihlâli’ nin, bir ülkenin kanunlarını nasıl değiştirdiğini gördük. Bir de ülkemize bakalım. Bizde vaziyet daha çok ‘sınır tanımama’ şeklinde seyrediyor. Alınan tedbirlerin yetersizliği, kanunların uygulanmasındaki aksaklıklar kaygımızı arttırıyor. Kadınlar, her an öldürülme korkusuyla yaşıyorlar.

1967’den bir örnek daha vereyim: “Seyirci Etkisi”. New York’ta bir kadın, caddenin ortasında tecavüze uğrar, çığlıklar içinde yardım ister, sonunda bıçaklanarak öldürülür. Kadının çığlıklarını duyan insanlar, olayı sadece izlemekle yetinirler. Yardıma koşmadıkları gibi, polise de haber vermezler. Sebep: Nasıl olsa biri yapar. İşte buna izleyici etkisi deniyor.

Yine 1967 ‘de, Salvador Dali, “Suç” adlı tablosunda ‘suça sessiz kalanların, o suça ortak olduklarını’ bize gösteriyor. Neden sessiz kalıyoruz? Güçlü olanın haklı çıkacağına o kadar inandık ki. Haklının tarafında yer almanın hiçbir işe yaramayacağını sanıyoruz.

Suça sessiz kalmak bizi mağdurun değil, suçlunun yanında kılar. Salvador Dali’nin tablosundaki gibi, sessizlik bizi suça ortak eder. Vicdanımızın dili ne zaman çözülecek? Cinayete kurban giden tüm kadınlarımızın ardından haykırıyoruz: “Sevme hakkımızı geçtik, yaşama hakkımızı istiyoruz.”

Bakmayın böyle slogan atarlı yazdığıma. Başıma gelen olayı anlatayım. Yan yana dizilmiş evlerin önündeyim. Elimde bir parça gözlemeyle arabaya bineceğim. Kedi miyavlamaları duyunca arabadan peçete aldım, gözlemeyi peçeteye koydum, oradaki evin dışarısına, sokağa bakan kaldırıma bıraktım. Tam arabaya binmişken, evin bahçesinden iri yarı bir adam hızla dışarıya çıktı. Asabi tavrını fark edince seslendim: “Kediler için koydum, rahatsız olduysanız alabilirim.” Beni insan yerine koyup dinleyen kim? Adam, peçetedeki lokmayı alıp hışımla kucağıma attı ve arabamın kapısını suratıma çarparak kapattı. Arkasına dönüp gitti. Erkek olsaydım buna cesaret edebilir miydi? Asla.

Diyeceğim o ki sevgili okuyucu, sevme hakkı bu ülkede lükstür. Yaşamak ise şans. Piyangodan ne çıkarsa artık.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
3 Nisan 2024 14:02
18 Ağustos 2022 14:01
6 Nisan 2024 08:14
26 Nisan 2024 08:01
27 Temmuz 2023 22:22
25 Nisan 2024 07:49
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.