Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 18°C
Az Bulutlu
Bursa
18°C
Az Bulutlu
Paz 17°C
Pts 20°C
Sal 17°C
Çar 21°C

Özlemişiz!

13 Ekim 2023 08:54
251
A+
A-

UEFA 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri altıncı maçında deplasmanda Hırvatistan’ı 1-0 yenen Türk Milli Futbol Takımımız 13 puan ile grup liderliğine yerleşti.

Deplasmanda oynanacak maç öncesi Milli Takımımız kadrosu açıklanınca ben de herkes gibi şaşırdım. Kuntz’un çıkardığına çok benzer bir takım vardı .Hatta kendi takımında kadroya girmekte zorlanan Samet’i böyle bir “maçta pimi çekilmiş bir el bombası” gibi düşündüm. Diğer stoper ise kendi takımında görevini yapan ama CV’sinde Milli Takım referansı olmayan Abdülkerim, defansın solunda ise diğer” patlayıcı maddemiz” Cenk Özkaçar.

İlk düşüncem: “Madem yine bu kadro çıktı, o zaman Kuntz niye gönderildi, Alman Kuntz gitti, İtalyan Kuntz geldi” şeklinde olmuştu.

Oyunun başlaması ile bir teknik direktörün elindeki futbolcularını nasıl kullandığını , nasıl motive ettiğini ve teknik ekip farkını anladım. Zaten diğer mesajı da gerek hırsları, gerek mücadeleleri, gerekse inançları ile sahadaki futbolcular verdi. Demek ki futbolcular da bizim gibi, Kuntz’u gerçekten sevmemiş ve gerçekten istemiyorlardı.

Her şeyden önce takım olarak topun arkasına geçen ve her yerde rakibe basarak nefes almasını önleyen bir anlayışla maça başladık. Rakip defans arkasına yapılan koşulara atılan uzun toplarla ilk dakikalarda tehlikeler yakaladık. Orta sahada özellikle İsmail’in ve Salih ‘in alan daraltması ve kazanılan toplarda kısa paslarla takımı sete yerleştirmesi Hırvatların da beklemediği bir kurguydu. Defanstaki Cenk halen bu takımın ve oynadığı mevkiinin futbolcusu değil ama bunu gören Montella da Cenk’in yerini kaybetmeden ve ezbere oynamadan basit oynamasını sağlamış. Montella’nın mevcut kadroyla alabileceği en iyi verimi aldığını ve futbolcuların form durumlarına göre bir kadro kurduğunu anladık.

Hücum bölgesinde yeterli beceri gösterilse, telaş ve yanlış pas tercihleri olmasa belki ikili averaj konusunda da çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Orta saha ve defansta ise doğru bir kurgu ile uzun süredir seyretmediğimiz keyifte bir milli takım seyretmiş olduk. Hırvatların teknik kapasitesi yüksek orta sahası için defansımız ve hücum hattımız arası mesafe daraltılırken, fiziksel mücadeleden de vazgeçilmemesi, oyuncu değişikliklerinin yeri ve zamanı konusunda akılcı hamleler yapılması, Barış ‘ın sırtı dönük ve sabit klasik bir santrafor gibi rakip stoperlerce ezilmeden bir  forvet oyuncusu kıvamında hücum etmesini sağlamak amacıyla atılan kontra toplar  yeni hocanın yeni icraatlarındandı.

Galiba Milli sevinci özlemiş gibiyiz, genelde şikayetçi olduğumuz kötü oyun, ve ne yaptığı ne oynadığı belli olmayan bir Milli Takım yerine , yenilse de mücadele edecek bir Milli Takım izleyeceğimizi düşünüyorum. Montella’nın  Hırvatistan gibi bir ekibe karşı alacağı beraberliği bile bir başarı olarak kabul edecektik. Hocanın ilk maçı olduğu için yenilsek de çok üzülmezdik, ” hocanın zamana ihtiyacı var “falan derdik ki biz Kuntz’a sabretmiş bir milletiz..Montella’nın Milli Takımıza olan katkısının daha da artacağına inanıyorum. Türkiye’de daha önce görev yapması onun için büyük avantaj, isimlere değil hak edenlere formayı vereceği mesajını aldık. Beklentimiz şimdi daha da yükseldi ama biz Türk halkı olarak genelde “denizi geçip derde boğulan”  bir milletiz. Bu galibiyetin değer kazanması için 15 Ekim’de oynanacak Letonya maçının önemi daha da arttı. Grubun sonuncusu olan , kaybedecek hiç bir şeyi bulunmayan Letonya ile özellikle “sakin şehir” Konya’da oynamanın riskli olduğunu düşünüyorum. Böyle maçların, seyirci baskısının ve tribün kültürünün daha agresif olduğu şehirlerde oynanması gerek.

Telafisi olmayan maçların “çekirdek çitlenmeden” seyredildiği rakibin ve hakemin tribünlerce baskı altına aldığı statların Montella’ya anlatılması ve Milli bir stat edinilmesini umuyorum.

 

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
8 Ocak 2022 18:54
21 Nisan 2021 08:31
31 Mart 2021 11:31
2 Nisan 2021 09:23
20 Nisan 2021 09:30
13 Eylül 2021 00:14
YORUMLAR

  1. Eren dedi ki:

    Harika bir yazı kaleme almışsınız Savaş bey👏👏👏

  2. Levent Kayahan dedi ki:

    Savaş Bey, çok can alıcı bir konuya deginmişsiniz. Bir anda grubun lideri olduk avantaj bizde Letonya maçı çok önemli maç yeri seçimi uygun mu bence değil, Türkiye de agresif tribün grupları vardır lakin oralara maç verildiğinde de o gruplara bilet verilmiyor maalesef böyle bir uygulama var.
    Saygılarımla,

  3. Günt@n dedi ki:

    Beyninize, kaleminize sağlık Savaş bey, son cümle hepsinden çok daha önemli; Milli bir stat edinilmesini umuyorum… tebrikler!!!