Okur-yazar olmak şart!

UEFA 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri beşinci maçında Ermenistan ile 1-1 berabere kalan Milli Takımımız Kuntz’a rağmen 1 puan aldı.

Eskişehir’de oynanan maçta beraberliğe sevindiğimiz rakip Ermenistan… Ne acıdır ki oyun okuma sıkıntısı olan bir hoca ile grup elemelerinde acı çekiyoruz. Sahaya tek forvetle 11 kişi çıkan Ermenistan’a karşı, 3,5 savunma, 3 hayalet orta saha, devşirme bir santrafor ve ısrarla Cengiz’le 7 kişi olarak sahaya çıktık.

Evimizde oynuyoruz, kazanmamız gereken bir maç;  defansın sağı ve solunun hücum özelliği olmalı, üretken  olmalı, önlerinde oynayan Cengiz ve Kerem ile devamlı koordineli varyasyonlar içinde doğru koşular ve doğru ortalar yapan bir kurgu içinde olmalarını bekliyoruz. Bunu kısmen sağbekte Zeki başardı ama Cengiz’in koordinasyon konusunda Zeki’ye destek verdiği söylenemez. Veeeee sol taraf evlere şenlik, sol bekte Cenk pozisyon bilgisi ve tekniği çok zayıf, Milli Takım için hazır olmayan kısıtlı yeteneklere sahip bir arkadaş… Ben ilk defa defansı solunda oynayıp taç çizgisine basıp yönünü karşı taç çizgisine dönen bir topçu gördüm.

Hücuma destek vereceksen yönün rakip kaleye doğru olmalı ve destek ayağın ile her an deplase olacak şekilde pozisyon almalısın. Çevre kontrolü ve oyun kurgusunu yapmak, hücuma destek ve savunma için yetersiz bir Cenk vardı sahada. Milli Takımda mecbur kalınmadıkça Cenk’e pas atılmadı. O da sol kanattan herhangi bir atağa destek olmadığı gibi savunma da yapmadı.

Baktı kimse top atmıyor, sadece topla biraz oynamak için, duran topta Merih’in bomboş kafa vuracağı topa dokunarak golümüzü de engelledi, o da yetmiyormuş gibi yediğimiz golde kaliteli bir ıska geçti. Biz bunları görürken Milli Hoca bunu acaba göremiyor mu ve oyunu okumakta güçlük mü çekiyordu? Evet oyun okur-yazarı olmayan hoca , koskoca ülkede sol bek orijinli bir topçu bulamadığı gibi takımı da her mevkide eksik oynattı. Ermenistan’ın tek forvetine karşı üçlü defans yapmak ve Cenk’i çıkarmak için ilk 15 dakika yeterliydi. Rakip ileride çoğalamayınca uzaktan şutlarla şansını deniyordu. Hızlı hücumlarda cenk ile 3,5 kişilik savunma vardı.

Hayalet orta sahada Orkun’u oyunda gören var mı? Hakan ve İsmail bal yapmayan arı kıvamında sadece milli forma giyme sayıları dışında takıma katkıları benim kadardı. Tabii ki okur yazar olmayan Kuntz bunu da okuyamadı. Bu kadar transparan bir orta sahayı magazin sayfalarında bile görmedik.

Forvette devşirme santrafor Barış ise; ” Ben rakip kaleye sırtı dönük oynayamam” diye bas bas bağırıyordu. İçler acısı milli takım dizilişini ilk yarı büyük bir eziyetle izledik. Devre arasında, 11 ‘e 7 oynadığımızı gören hocanın, Cenk, Orkun, Cengiz değişikliği yaparak oyuna müdahale edeceğini düşünürken hoca aynı 11 ile daha doğrusu aynı 7 ile oyuna başlayarak “HARAKİRİ” yaptı.

Saçma bir gol, oyundan çıkması gereken üçlü ağırlığında kalemizde görüldü ve okur yazar olmayan hoca kendi takımında Avrupa listesinde olmayan Halil’i, kendi takımında süre almayan Mert’i ve saklanarak oynayan İrfan Can’ı oyuna alarak harakirisine devam etti. Oyunda değişen bir kurgu olmadan Cengiz ve Orkun’a tahammül etmemizi sağladı. Bertuğ oyuna girmesi ile fizik gücünü ve ilk milli heyecanını kullanarak golünü attı ve bizler Ermenistan beraberliğine sevindik.

Kuntz muhtemelen alacağı tazminat için istifa etmiyor,  bu maçta kadın voleybol Milli takım hocası Santarelli olsa bile biz bu Ermenistan’ı yenerdik. Voleybol örneğini verme nedenim, Santarelli, daha önceki hoca Guidetti’nin yüzüne bile bakmadığı; Gizem Örge diye bir savunmacıyı takıma monte ederek, isme değil yaptığı işe ve takıma katkısına göre oyuncu alarak şampiyon oldu.

Kıssadan hisse, artık milli takımda isimler değil, performanslar değerlendirilmeli, Hakan, Orkun, Cengiz, Cenk yerine Bertuğ, Onur, Adana Demirspor’un Avrupa maçlarının yıldızı Yusuf Sarı gibi isimlere ve yeni, vizyonlu, oyun okur-yazarlığı olan bir hocaya yer verilmeli