Dolar 32,4809
Euro 34,9665
Altın 2.435,21
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 22°C
Az Bulutlu
Bursa
22°C
Az Bulutlu
Cum 23°C
Cts 16°C
Paz 16°C
Pts 20°C

Nazlıaka: “Kadın cinayetlerinin sorumlusu hükümet”

Nazlıaka: “Kadın cinayetlerinin sorumlusu hükümet”
1 Temmuz 2021 11:27 | Son Güncellenme: 1 Temmuz 2021 11:37
268
A+
A-

Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir gece yarısı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’ni tek taraflı fesih ettiğini duyurduğu hukuksuz kararın 1 Temmuz tarihinde yani bugün resmileşeceğini hatırlatarak, “Bu kararın üzerinden tam 103 gün geçti. 103 günde basına en az 83 kadın cinayeti yansıdı” dedi.

Aksaray’da yaşayan Yemen Akoda’nın evli olduğu Eşref Akoda tarafından öldürüldüğünü, kızının “50 kere şikâyet ettik, 50 kere, hepinizin Allah belasını versin” diyerek isyan ettiğini hatırlatan Nazlıaka, diğer kadın cinayetlerine ilişkin de bilgi verdi. İlknur Çavuş, Sadriye Şen, Emine Karakaş, Halime Uyar, Arzu Rahman Güney, Şebnem Köker, Medine Seyis, Hacer Başkaya, Kamile Yavuz, Fatma Öz, Sibel Kaman ve daha nicelerinin eşleri, sevgilileri, babaları ya da birlikte olmayı kabul etmedikleri erkekler tarafından öldürüldüğünü, yüzlerce kadının şiddete uğradığını, Kayseri’de evli olduğu A.Ş’yi darp ettiği gerekçesiyle tutuksuz yargılanan Yalçın Ş’ye 2 bin 240 TL para cezası verildiğini hatırlatan Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka’nın açıklamasından satır başları şöyle:

“İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı alarak kadınların hayatını tehlikeye atan tek adam hükümeti döneminde, kadına yönelik şiddetin bedeli 2 bin 240 TL olarak belirlendi! Antalya Elmalı’da 2 çocuk uğradıkları cinsel istismarı yazarak, çizerek anlatmalarına ve Adli Tıp raporu ile belgelemelerine rağmen istismarcılar tahliye edildi. Bu 103 günde, katiller, kadına yönelik şiddet uygulayanlar, iyi hal indirimleri ile ödüllendirildi. 23 kez suç duyurusunda bulunan Ayşe Tuba Arslan’nın başına defalarca satırla vurarak öldüren Yalçın Özalpay’a iyi halindirimi uygulandı. İndirimin gerekçesi “boşanmaya rağmen sadakat yükümlülüğü” oldu.”

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRİLMİŞ OLSA İDİ…”

“İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çekilme kararı alındığı günden itibaren, kadınların ve çocukların payına, ölüm, istismar, şiddet düştü. Sadece 103 günde yaşadığımız bu karanlık tablonun sebebi bellidir.

300’ü aşkın kadın derneğinin üye olduğu EŞİK Platformu’nun verilerine göre, Sözleşme yürürlüğe girdiği 1 Ağustos 2014’den bu yana uygulansaydı, bugün en az 2 bin 336 kadın yaşıyor olacaktı.

Çünkü devlet, kadına karşı şiddetin önlenmesi için gerekli tedbirleri almış olacaktı. Kadınları etkin şekilde koruyacak, şiddeti önleyemediği koşulda da adil yargılama ve cezalandırma süreçlerini işletecekti. Kısacası İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlülükleri yerine getirilmiş olsaydı; kadınlar sokak ortasında göz göre göre öldürülemeyecekti, kadınları katledenler cezasızlıkla ya da iyi hal indirimleriyle ödüllendirilmeyecekti. Çocuğa yönelik cinsel istismarda bulunanlar, delil yetersizliği gerekçesi ile tahliye edilmeyecekti; cinsel istismar mağduru çocuk, delil sunmak için istismarcısı ile ikinci kez bir araya gelip ses kaydı almaya çalışırken tekrar taciz edilmeyecekti.”

“DANIŞTAY HEYETİ DEĞİŞTİRİLDİ, AÇILAN DAVA REDDEDİLDİ”

“Birçok kadın örgütünün, siyasi partinin ve bireyin Danıştay’a açtığı dava, iki gün önce reddedildi. Ancak, Danıştay 10. Dairesi’nde ara karar veren heyetin değiştirildiğini ve oylamanın 3 kabul oyuna karşı 2 red oyu ile sonuçlandığını biliyoruz. Yürütmenin durdurulması yönünde oy veren üyelerden biri, uluslararası andlaşmaların yasa hükmünde olduğunu, fesih edilmesine ilişkin işlemlerde Cumhurbaşkanı’nın yetkisinin bulunmadığını belirtti. Karşı oy veren diğer üye ise; “yetkide ve usulde paralellik ilkesi gereği bir işlem hangi usule uyularak tesis edilmişse, aynı usule uyularak geri alınmalı, kaldırılmalı veya feshedilmelidir” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oyladığı uluslararası sözleşmelerin sadece yürütme organı işlemiyle feshedilmesi mümkün değildir” vurgusunu yaptı.

Telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasına rağmen yürütmeyi durdurma kararı vermeyen Danıştay’a soruyoruz:Kadına yönelik şiddeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık gibi, siz de mi tolere edilebilir buluyorsunuz?”

“KADIN CİNAYETLERİNİN SORUMLUSU TEK ADAM HÜKÜMETİDİR”

“Şu çok net bilinmelidir ki; yaşanan her kadın cinayetinin ve çocuğa yönelik istismarın sorumlusu, tek adam hükümetidir; çünkü kadın cinayetleri politiktir. Kadına yönelik şiddete bedel biçenler şiddeti bitirmek istemiyor! Tacizcileri, tecavüzcüleri cezasızlıkla ödüllendirenler, yaşam hakkımıza sahip çıkmıyor! Her fırsatta erken evliliğe göz kırpanlar, çocuk yaşta evliliği yasaklamak istemiyor!

Ancak biz, kadınlara tacizi, tecavüzü, ölümü reva görmelerine izin vermeyeceğiz.

Kadınların canıyla oynayan bu kararın hesabını ilk seçimlerde sandıkta soracağız!

İktidara geldiğimiz ilk hafta içinde İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesini sağlayacağız. Sözleşmeyi uygulamaya koyduğumuzda bütün yükümlülüklerini yerine getirerek, kadına ve çocuğa yönelik şiddetin, istismarın nasıl sonlandırılacağını göstereceğiz. Türkiye’yi yeniden hukuk devletine dönüştüreceğiz. Halkın partisi olarak, halkla birlikte bu vahşeti sona erdireceğiz.

Çünkü biliyoruz ki: Adam tek, biz çoğuz!”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.