LAMİA İLE GÖNÜLDEN: Şems’i Tebrizi’nin 11. kuralı
“Yeniden doğuş, zorluk ve sancılar olmadan mümkün değildir”
Şimdi sizlerle bu kuralın üzerinden giderek sohbetime başlamak istiyorum.
Bizler bu dünyaya gözlerimizi açarız.Nerede doğduğumuz,kimin evladı olduğumuz,kimin anne babamız olduğu,hangi şehirde,hangi kültürden,hangi ülkede,hangi etnik kimlikte olduğumuz,tüm yaşam planımız Levhi Mahfuz’da yazılıdır. Fakat biz dünyaya her şeyi unutarak geliriz.İnsan “unutandır” çünkü. Ezel aleminde Rabbimize bir söz veririz. Ben sizin Rabbiniz değil miyim” diye sorduğunda “Evet, sen bizim Rabbimizsin” diyerek ve söz vererek dünyaya beşer olarak gözlerimizi açarız.
Doğduğumuz günden itibaren sınavlarımız başlar.Belki ailemizle,belki akrabalarimizla, belki işimizle, paramızla, malımızla, evladımızla belki de sağlığımızla sınanırız. Sonra hep şikayet eder, isyan ederiz. ” Neden ben” deriz defalarca.
Burada farkında olmamız gereken şu ki; her sıkıntı, dert veya sorun bizi ‘O’na götürmek içindir. İçimizdeki ” Öz”‘e kavuşmak için. Dolayısıyla dersi öğrenene kadar sınavlar bitmez. Kendimize gelene kadar yol bizi ” O”‘na götürene kadar sınanırız. Karşımıza çıkan her olay bizden bize ayna tutar.Kendimizde eksik olan taraflarimiza yüzleştirir.Bu elbette kolay değildir.Bu yol uzun ve meşakkatlidir.
Bizler bu dünyaya sadece yemek, içmek, gezmek ve üremek için gelmiş olamayız.Rabbimiz buyuruyor ki: “HER insanın amelini veya kaderini kendi boynuna bağladık.” ( İsra suresi 13)
Bunun için daha fazla okuyacak, anlayacak, yaşayacak ve sorgulayacağız. Çünkü bizler bu değerde ve bu bilinçte olan varlıklarız. Her olay bizi kendimize getirmek içindir. Kalbimizdeki Allah aşkına yaklaşmak, tevhid bilincine varmak çok kolay değildir. Canım Pirim Hz.Mevlana der ki; Arayanlar bulanlardır”
Bunları sorguladığın anda insan denen varlıkta yeniden doğuş başlar.Kendinden kendini doğurur.Beşer olmaktan çıkmaya adım atar. Neyi neden yaşıyorum? Bu yaşadığımda bana ne anlatmak isteniyor?
Buradan öğrenmem gereken ders nedir? diyerek içimize yöneliriz.Yine burada Pirim Hz.Mevlana Hazretleri’nin sözünü paylaşmak isterim.
“Hiçbir kuyucu kuyuya dışarıdan su getirip koymaz. Toprağı kaza kaza suyun çıkmasına mani olan katmanları birer birer kaldırır.”
İşte biz de gizli olan hazineyi çıkarmak için uğraşmalıyız. Çünkü Yüce Allah bizim o hazineye ulaşmamızı istiyor.Yola çikmamızı talep ediyor. Yolda gördüklerinle değil,sebep olanlarla değil,içindeki özünle “O” na dönmeni istiyor.Elbette kolay olduğunu söylemiyorum.Ama yola çıkmaya niyet edelim önce.Rüyalarımız bile farklilaşacak, her olayda güzellikleri görmeye başlayacağız.
Sevgili dostlar, yeniden doğuş, zorluk ve sancılara ancak sabretmekle mümkün olabilir. Birbirimize daha hoşgörülü ve saygılı davranarak yol alabiliriz. İnsanları yargılayarak, suçlayarak veya ne yaptıklarını eleştirerek değil.
Burada Deniz Erten Hocamın bir örneğiyle yazıma son vermek istiyorum.
Diyor ki; “Herkes namaz kılarken Kâbe’ye dönüyor değil mi? Kâbe’yi ortadan kaldırdığımızda aslında herkes birbirine secde ediyor.Yani kalbindeki Rabb bilincine,gönül Kâbesine.”
Birbirimizden farklı değiliz.Yüce Allahım arayıp bulanlardan,gönül sarayını Tevhid ile birleyenlerden eylesin…
denlulamia@gmail.com