Kısa Samsun

UEFA 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri dördüncü maçında Galler’i 2-0 yenen Milli Takımımız 9 puanla liderliğe yükseldi.

Bu akşam Samsun’da izlediğimiz maçta futbol adına her şey vardı. Kaçan goller, kaçan penaltı, kırmızı kart, VAR ‘ın çizemediği ofsayt çizgisini “gözüyle çizen” hakem (ki çok şükür bunu da kimseye kaptırmadık), yanlışlardan dönen ama tekrar oyun içinde yanlışlar yapan Kuntz ve her şeye rağmen galibiyet ve 3 puan.

Milli maçın Samsun’da oynanması  doğru ama bir o kadar da riskli bir karardı. Allah’tan karşımızda yeni yapılanma içinde olan ve eksikleri olan bir Galler Milli takımı vardı. Seyirci topluluğu 55.dakikaya kadar sadece maçı seyretti. Seyirci topluluğu diyorum, anladığım kadarıyla futbol taraftarından çok, Samsun’da sosyal aktiviteye iştirak etmek üzere stada gelen çekirdek çitleyip maç seyreden nahif bir grup tribünleri doldurmuştu. Rakibi ve hakemi baskı altına alacak, strese sokabilecek  tek ses yoğun çekirdek çitlemesiydi. Samsun seyircisi ilk futbol tezahüratı için 55.dakikayı plaka sayısını bekledi.

Futbola gelince; galibiyet çok güzel ama bizim iyi oyunumuzdan çok Galler’in kötü oyunu ve kırmızı kart maçın sonucunu belirledi. İlk 11 için tercihler kısmen doğruydu.  Bir önceki maça göre Salih’i defansın önüne alıp fizik kalite ve mücadeleyi artırmak, Orkun ve Hakan’ın yaratıcı özelliklerini oyun kurgusuna dahil etmek ne kadar doğruysa, sırtı kaleye dönük oynama özürlüsü olan, kanat veya forvet arkası oynayabilen Barış’ ı santrafora almak o kadar da yanlıştı. Sahanın en iyilerinden olan Ferdi ve önünde oynayan Kerem’in sadece yürürken kullandığı sol ayakları ile orta yapma ve şut çabaları sonuçsuz kalınca sahada yanlış bir şeyler olduğunu anlıyorsunuz. Galler takımı blokları arasını daraltarak forveti ve defansı birbirine yakın oynadı, alanı daraltarak Millilerimizin pas trafiğini yavaşlattı. Orta sahamızda Avrupa liglerinde doğrudan oynayan üç futbolcumuz olmasına rağmen Galler’in daralttığı alanda gerekli aksiyonu gerçekleştiremediler. Maçın kırılma anı rakibin kırmızı kartı ve 10 kişi kalmasıydı.

Beraberliğe razı Galler’in gardını düşüren hamleler geldikçe oyun keyif vermeye başladı.  Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi ileride üzerine Milli Takım’ın kurulacağını düşündüğüm Arda’nın oyuna girmesi ve doğrudan 10 numara değil de kanatlardan gelmesiyle çok şık bir gol izledik. Arda’nın uluslararası arenada ezilmeden özgüven kazanması ve attığı gol Türk futbolu için büyük bir kazançtır.

Arda gibi bir yeteneği rakip stoperlerin önüne 10 numara pozisyonunda oynatırsanız ki Letonya maçında bu hata yapıldı Arda’yı ezdirirsiniz . Diğer doğru hamlelerle, sol ayaklı  Eren’in orijinal yerine geçerek Ferdi’nin sağ taraftan doğru bindirmeleri sağlandı, zaten kaçan penaltı da bu kanattan gelen orta ile olmuştu. Halen daha Cengiz’i ve kendine has top kaybetmelerini ısrarla seyrediyoruz. Milli takım kenar yönetiminini tek ısrarcı olduğu hatası Cengiz’in sahada tutulmasıydı.

İngiliz ekolu olan Galler’e yan top ile gol atmak kulağı tersten göstermek gibi bir şeydi. Yaratıcı oyuncular oyuna girdikten sonra dar alanda küçük verkaçlar ve ayağa toplarla göbekten hücum denenebilirdi.

Sonuç olarak takım galip geldi ve lider. Eylül ve ekim aylarında oynanacak maçlar öncesi sadece avantajlı durudayız. Henüz bitmiş bir şey yok. Söz konusu maçlar öncesi yerli bir hocanın Milli Takımımıza çok daha yararlı olacağını düşünüyorum. Şimdiden yeni bir hoca, yeni bir sistem taze bir kan için hazırlık yapılması gerekiyor. Avantaj bizde, neden bir kez daha Avrupa Şampiyonası olmasın?