Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 21°C
Az Bulutlu
Bursa
21°C
Az Bulutlu
Paz 21°C
Pts 26°C
Sal 27°C
Çar 23°C

Kadınlar

8 Mart 2021 10:08
350
A+
A-

Evrenin en muhteşem yaratılmışlarıdır kanımca kadınlar. “Tanrı önce erkeği yarattı ve ondaki kusurları gördükten sonra gerekli düzeltmeleri yapıp kadını yarattı” diye esprili yaklaşımlar da vardır kadınlar üzerine. Dünya emekçi kadınlar günü münasebetiyle 8 Mart’ta kadınlar üzerine çok şeyler yazılacaktır aydın ve çağdaş insanlar tarafından ve hepsine de okumadan, gözü kapalı imza atarım. Çünkü çağdaş insanlar kadını nesnel olarak betimlemeyip içsel olarak da anlamaya çalışan aydınlardır ya da öyle olmalıdır.

Cenin olarak ilk tanıştığımız varlıktır kadın ve sonra bizi doğuran annemiz olur. Doğurduğu çocuk için sorgusuzca ve düşünmeden canını verebilen yegâne varlıktır anne. Ve biz erkeklerin tanımlayamadığı ilk aşkıdır. Uykusuzluktan, açlıktan, yokluktan asla şikayet etmez bebeğini doyurup da sağlıklı bir şekilde uyutabiliyor ve büyütebiliyorsa. Çocuğu her türlü önceliğe sahiptir yaşamında annelerin. Bu yüzdendir cennetin annelerin ayağının altında olması. Hatta toplumumuzda şöyle bir inanç da vardır, “annelerin bedduası tutmaz, sütü karşı gelir.” Şimdiki gençler bu sözü bilmeyebilir diye  yazdım.  Zira annenin en öfkeli bir anda dahi çocuğuna söylediği sözlerin içten olmadığı bilinir. Kıyamaz yavrusuna, sadece söylenir.

Kadınlar, yaşamımızda sadece anne olarak yer almaz. Kız kardeşlerimiz, arkadaşlarımız, sevdiklerimiz ve eşlerimiz de vardır yaşamda. Hep âşık olmuşuzdur ve hepimizin aşkı dillere destandır kendimizce. Yaşamımızın ayrılmaz parçası olan kadınlarımız için ne şarkılar ne türküler yazılmamıştır ki. Hepsi birbirinden güzel olan bu türkülerden biri de Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş’a aittir. Aklıma gelip de söylememem mümkün değil. “İki büyük nimetin var, biri anam biri yarim. İkisine de hürmetim var, biri anam biri yarim.” Ya da ne güzel sözler; “Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz”. (Tabii ki bugünkü emperyalist zalimlerin ve satılmış işbirlikçilerin Bağdat’ı değil)

Biz erkekler kendimizi hep güçlü sayarız. Ama bana göre kadınlar daha güçlüdür. Tıbben de anlatılır ki doğum sancısı her türlü diş ve böbrek ağrısından binlerce kat daha fazlaymış. Bir diş ağrısına dayanamayan insanların böyle bir acıya katlanmasının açıklanabilir tek nedeni vardır bence; analık.  Dünya kadınları hakkında sağlıklı bir fikir yürütmem mümkün değil, ancak kadınlara has özelliklerin onlarda da bulunduğu hususunda kuşkum yoktur. Hatta dünya üzerinde en ünlü kadınlardan biri Florence Nightingale’dir. Modern hemşireliğin kurucusu sayılır. Çok zengin bir ailenin kızı olmasına rağmen hastabakıcılığı fakirlerin mesleği olarak gören ailesine rağmen hemşirelik yapmıştır. Ülkemizin ilk kadın hemşiresi de Esma Deniz’dir. Kurtuluş savaşı sırasında Kara Fatma’ları, Hayme anaları ve nice yiğit Türk kadınlarını unutmamak gerekir.

Gerek bağnaz ve karanlık Ortaçağ Avrupa’sında gerekse bedevi Arap dünyasında kadınlar üçüncü sınıf yaratık olarak görülmüş ve aşağılanmıştır. Hatta kız çocuklarının diri diri gömüldüğü de unutulmaması gereken bir gerçektir. Türk Dünyasında ise kadın her zaman ön planda ve lider konumunda olabilmiştir.  Kadın hanların varlığı bilinen bir gerçektir. Yine Türk dünyasında kadınla erkek eşittir.

İslâmiyetle birlikte Hz. Muhammed kız çocuklarının da erkek çocukları ile eşit olduğunu anlatmış ve kız çocuklarının eşitliğini kabul ettirmiştir.  Ancak, geçen zaman içinde bağnaz ve örümcek kafalı beyinler kadınları yine arka planda bir nesne olarak görmeye ve kullanmaya başlamışlardır. Cumhuriyet öncesinde kadınlar kafesler arkasında ve erkeğin dört adım gerisinde yer alırken haremlere malzeme olmuşlar ve bir adamın bilmem kaçıncı eşi olması normal karşılanmıştır.

İşte Türk Ulusuna hediye olarak gönderildiğine inandığım Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kadına hak ettiği yerin verilmesini ve erkekle eşit olmasını sağlamıştır. Kendilerini Uygur sanan bağnaz Avrupa ülkelerinin tamamından önce kadına seçme ve seçilme hakkını veren tek ülkedir Türkiye Cumhuriyeti. Hal böyleyken bugün halâ eski karanlık çağlara dönmek için çırpınan kadınları gördükçe hayretler içinde kalıyorum. Her gün televizyon kanallarında ,gazetelerde böylesine muhteşem varlık olan kadınlara yapılan zulüm ve kadın cinayetlerini gördükçe kahroluyorum ve insanlığımdan utanıyorum. ilkel, yobaz ve bağnaz beyinlerin ürünü olan bu cinayetler, karanlığın aydınlıkla kavgasının sonucudur. Lütfen izin vermeyiniz karanlığın aydınlığı karartmasına.

Eli öpülesi kadınlarımıza saygılar sunuyorum.

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
29 Kasım 2021 08:57
9 Mart 2022 06:25
6 Temmuz 2021 07:53
5 Ekim 2021 08:31
2 Aralık 2020 11:37
8 Haziran 2021 08:32
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.