Dolar 32,5418
Euro 34,9429
Altın 2.426,49
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 25°C
Az Bulutlu
Bursa
25°C
Az Bulutlu
Per 21°C
Cum 23°C
Cts 19°C
Paz 20°C

Gidin Evinize, Go Home, İrci İlel Beyti…

11 Ekim 2021 09:11
354
A+
A-

‘Bu bir ırkçı yazıdır’ başlığı altında aylar önce yazmıştım, bugün yine yazmak zorunda kaldım. Aslında dostlarım beni bilir, asla ırkçı veya kafatasçı bir insan değilim. Ama ülkemde yaklaşık on yıldır yaşananlar sonunda üzülerek de olsa içine düşürüldüğümüz durumu yazmak ve bu durumdan kurtulmak istiyorum. Ömrümün yarıdan biraz fazla bir bölümünü geçirdiğim Adana’da ve otuz yıldır yaşadığım Bursa’da gözlemlediğim bir konuyu daha önce uzunca anlattığım için kısa geçeceğim. Gerek Adana’da gerekse ilk geldiğim yıllardaki Bursa’da dilenci sayısı yok denecek kadar azdı. Hem Adana’da hem de Bursa’da dilenen insanlar zor durumdaki bazı Roman vatandaşlarımızdı. Onların da çok az bir kısmı bu işi yapardı. Bu vatandaşlarımızın dışında dilenen insan yoktu. Gerek eskiden beri bu illerde yaşayan yurttaşlarımız gerekse Balkanlardan gelen soydaşlarımız ki onlara evladı Fatihan denmektedir. Genlerinde olmadığı için dilenmez ve mutlaka çalışırlardı. Buna Irak ve Telafer’den gelen Türkmen soydaşlarımızı da ekleyebiliriz. Bu topraklar üzerinde yaşayan etnik kökeni ne olursa olsun yurttaşlarımızda dilenme ve sadaka kültürü yoktu.

Bu sadaka ve dilenme kültürü Arap yarımadasından ülkemize sıçramış bir olgu olup, bugün ülkemizin her tarafında resmi 5 milyon, gayrı resmi 8 milyona varan Suriyeli sığınmacıların ciddi bir bölümü dilencilik yapmaktadırlar. Kimseyi dilendiği için ayıplamak gibi bir vicdansızlık içinde olmak istemiyorum. Ancak, görünen ve her geçen gün bizleri rahatsız eden bu gerçekleri de birilerinin dile getirmesi gerektiğine inanıyorum. Bursa’da neredeyse her Trafik ışıklarında, her ışık direğinin dibinde kucağında en az birer çocukla birer Suriyeli dilenciler bulunmaktadır. İlginç olan taraf da sadece kadınlar değil, gencecik erkekler de aynı işi yapmaktadırlar. Yaptıkları tamamen din ve vicdan sömürüsünden ibaret olan bu kişiler tehdit unsuru olmaya da başlamışlardır.

Bugün yaşadığım bir olaydan bahsetmeden geçemeyeceğim. Bir alışveriş merkezinin önünde aracımı park etmeye çalışırken daha aracımı park edemeden kucağında bir bebekle Suriyeli genç bir kadın sadaka istedi. El açan birine kötü davranmak gibi bir vicdansızlık içinde hiç olmadığım için “Allah versin, bozuk param yok” diyerek aracımı park ettim. Aracımdan indiğim anda benden daha uzun boylu ve iri yapılı bir genç adam kucağında iki tane çocukla sadaka istedi. Anlaşılan kadının kocasıydı. Ona da aynı şeyleri söyledim ve yürümeye başladım öyle bir söylenmeye başladı ki ne dediğini de anlamadığım için hayatımda ilk kez sadaka isteyen birine bağırdım.

Sonradan bu bağırmam nedeniyle çok büyük bir utanç yaşadım içimde ama olan olmuştu. Sonra salim kafayla düşündükçe ilginç sonuçlara varmaya başladım. Bu çok genç çiftin kucaklarındaki çocuklar sırasıyla en büyüğü dört yaşında boy boy sıralanmış çocuklardı. Demek ki bunlar ülkemize geldikten bu yana hem çocuk yapmış hem de dilenerek geçimlerini sağlamışlardır diye düşünmeden edemedim. Hele medyada (ne kadar doğru bilemem ama) Suriyeli sığınmacılar için harcanan 40 milyar dolar paralardan bahsediliyor olması pek de içimi açacak şeyler değildi. Hatta bazı şehir efsaneleri de kafa karıştıracak cinsten şeyler olunca insan ürpermeden edemiyor. Örneğin Bursa’nın Çarşamba semtinin Çar ŞAM ba olarak söylendiği de bilinmeyen bir şey değil.

Yine gerek iç medyadan gerekse dış medyadan takip edebildiğimiz kadarıyla Suriye’de iç savaşın sona erdiği ve seçime gidileceği haberleri sıklaşmaya başladı. Bu nedenle bugüne kadar ülke ekonomimize çok da ciddi yükler bindirmiş olan bu sığınmacıların Suriye hükümeti ile yapılacak görüşmeler ve anlaşmalar sonunda ülkelerine geri gönderilmesinin vaktinin geldiği aşikârdır.
Böylece hem onlar rahat edecek hem de yurttaşlarımız huzur bulacaktır. Aksi durum devam ettikçe pek de güzel şeyler olacak gibi gözükmemektedir. Bu nedenle yazımın başlığını Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak yazdım. Lütfen evli evine, köylü köyüne misali herkes bir an önce yurduna ve evine dönsün. Zira misafirliğin uzun olanı ev sahibine zarar vermektedir. Yurdumun insanları akşamları huzur içinde sokağa çıkabilmek ve huzur içinde işlerinden çıkıp evlerine gitmek istiyor. Her köşe başını tutmuş dilencilerden ürkerek yaşamak istemiyor.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
17 Haziran 2021 06:58
6 Eylül 2021 08:19
4 Ağustos 2021 11:06
22 Ocak 2021 14:03
8 Mayıs 2021 10:08
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.