Dolar 32,4932
Euro 34,9317
Altın 2.431,38
BİST 9.789,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 22°C
Az Bulutlu
Bursa
22°C
Az Bulutlu
Cum 23°C
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 19°C

DEVA Partisi’nden su taşkını açıklaması

DEVA Partisi’nden su taşkını açıklaması
13 Temmuz 2020 17:04
380
A+
A-

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, Artvin’in Yunuseli ilçesinde meydana gelen taşkında 3 yurttaşın hayatını kaybetmesinin ardından hükümete yönelik eleştirilerde bulundu

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen’in imzasıyla yapılan yazılı açıklamada ülke genelinde son aylarda meydana gelen ani ve kuvvetli sağanak yağışların, pek çok şehirde sel ve su taşkınlarına neden olduğu ve meydana gelen sel ve taşkınların, can kayıplarına da sebep olmasının bu afetlerin vahametini ortaya koyduğu hatırlatıldı.

Sel taşkınları ve buna bağlı ortaya çıkan maddi zararlar ile can kayıplarının kader olmayacağının savunulduğu açıklamada şu ifadelere yer verildi:” En son Artvin Yusufeli’nde 3 vatandaşımızın can kaybı ile sonuçlanan sel ve taşkınlar Devlet idaresindeki koordinasyonsuzluğun, sel/su yönetiminde de etkisini gösterdiği görülmektedir.

Bahsi geçen bu koordinasyonsuzluk idare hukuku anlamında bir “hizmet kusuru” olarak değerlendirilmekte ve bunun sonucunda devletin mali sorumluluğu doğmaktadır. Geçmişte yaşanan benzer felaketlerde mahkemeler idareleri tazminata mahkûm etmiştir. “Son 50 yılda illere düşen en büyük yağış miktarı” gibi gerekçelerle meydana gelen sel ve su taşkını felaketlerini mücbir sebep kapsamına alma savunması kabul görmemiş ve devlet kurumları sorumluluktan kurtulamamıştır.

Ülkemizde yenilenmesi gereken pis su bertaraf hatlarının uzunluğu on binlerce km olup mali karşılığı yaklaşık ise milyarlarca TL’dir. Yeni yapılaşması muhtemel alanların altyapı gereksinimleri eklendiğinde yerel yönetimlerin kendi imkanları ile bu alanı yönetemeyeceği açıktır.

Doğru ve yerinde alt yapı harcamaları ile can ve mal kaybının da önüne geçilebilecektir. Bu anlamda yapılacak düzenlemeler aynı zamanda doğayla uyumlu bir hayat demektir.

Sel ve taşkın afetlerini önlemek için:

  • Afet yönetim planları raflardan inmeli ve uygulamada hayat bulmalıdır. Müdahale planlarından ziyade gerçekçi zarar/risk azaltma planlamasına önem verilmelidir.
  • DSİ Su Havza Planları bir an önce tamamlanmalı, tamamlandığı düşünülüyor ise ülkedeki tüm imar planları bu plana göre revize edilmelidir.
  • Afet planlamaları anlık kararlara maruz bırakılmamalıdır, afet riskini gözetecek imar planları hayata geçirilmelidir. Planların yapılara uydurulması yönteminden acilen vazgeçilmeli ve yapıların planlara uyması sağlanmalıdır.
  • Kaçak ve plansız yapılaşmaların ciddi bir biçimde önüne geçilmeli, “imar barışı” adı altında yapılan popülist yaklaşımlardan uzak durulmalıdır.
  • Kentsel dönüşüm uygulamalarına, altyapı değişimleriyle birlikte hız verilmelidir. Altyapı gereksinimlerinin tüm yükü yerel yönetimlere bırakılmamalıdır.
  • Yağmursuyu altyapıları tetkik edilerek, kanalizasyon altyapıları ile karıştığı kısımlar düzenlenmeli ve birbirinden ayrıştırılmalıdır.
  • Şehircilik ve plan hataları dolayısıyla sel sularının deşarjının mümkün olmadığı mahallelerde suların toplandığı çukur kısımlara sel havuzları oluşturup terfi (pompa) gücüyle yağmur sularının uzaklaştırılması sağlanmalıdır.
  • Yağmur suyunun geri kullanımına imkân tanıyan ve yurt dışında uygulama bulan projelerin ülkemiz şartlarında uyarlanması ve uygulanması teşvik edilmelidir.
  • Şehir içlerinde altyapı hatlarının tıkanmasının en önemli sebeplerinden biri olan karayollarına taşınan toprak, çamur ve diğer atıkların aktarımı kesin olarak engellenmelidir.
  • Yağmur suyu hatlarının toplanarak arıtılarak, varsa doğal su kaynaklarına eğer doğal kaynaklar yok ise; bu amaç için yapılacak sulama barajlarına deşarjları sağlanmalıdır.”

 

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.