Cesur Yürek: “FİLİZ MUNGAN” (ÖZEL HABER)

Mumla çırayla aranan ‘insanlığı’ bir dostta yakalamak. Sizleri Bursa’nın cesur yürek kadınlarından biri olan FİLİZ MUNGAN’la tanıştırmak istiyorum. Sanat severlerin buluşma noktası MUNGAN ART’ta kendisiyle bir araya geldik. Sevgili Filiz, derdine ortak arıyor. Var mısınız?

-Mungan Art’ı kurmaya nasıl karar verdin?

F: Yaklaşık on beş yıl  kadar özel sektörde çalıştım. Bunun son birkaç yılında kendi şirketim olan Mungan Interior Design’de iç mimarlık yaptım. Çok yorucu ve yıpratıcı bir süreçti. Daha sanatsal faaliyetlerin içerisinde olacağım bir marka istiyordum. 2016’da kültür-sanat etkinlikleri, söyleşiler düzenleyeceğim bir yer açmak istedim. KOSGEB desteğiyle MUNGAN ART’ı kurdum. MUNGAN ART, kimsesiz hayvanlara ithafen açıldı diyebilirim. Hem sevdiğim işi yapıp hem de hayvan haklarıyla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla bu yola çıktım.

-Mungan Art sadece Bursa’da değil, başka şehirlerde de biliniyor. Filiz Mungan’ın ünü hızla yayılıyor. Bize bu süreçten bahseder misin?

F: Bursa’da zaten bu konseptte bir yer yok denecek kadar az, o yüzden hemen dikkat çekti. Ayrıca arka arkaya hem kendi çalışmalarım hem de başka sanatçı dostların eserlerinden oluşan sergiler açtım. Daha çok etkinliklerle adımızı duyurduk. Felsefe, edebiyat, resim atölyelerimizde değerli akademisyen ve yazar dostlarımızın katılımı bize güç kattı. Mungan Art açıldığından beri devam eden atölyelerimiz arasında “Okurun Günlüğü” ve “Shakespeare okumaları” pandemi nedeniyle online olunca başka şehirlerden de katılım başladı. Moderatörlüğünü Doç. Dr. Gökhan Yavuz Demir üstleniyor. Dilin Belirsizliği, Anlamak İçin Yaşamak gibi önemli eserlere imza atmış bir yazar.

Ben de çocuk edebiyatında çizer olarak tanınıyorum. Yazarların kitaplarına resimler yapıyorum. Fox Miki’nin Günlüğü, Gırç Gırç Gece, Habib Bektaş’ın kitapları…

-Senin de bir kitabın yayımlandı. “Fıstık ile Yastık”. Her şeyiyle sana ait bir eser.

F: Evet. Hem yazdım hem çizdim. Kitap fuarında ilk imza günümü düzenledim. Gösterilen ilgi beni çok memnun etti. Bir baba ve oğlu resmettiğim kitabın kapağına bakıp, ‘başka kitabım olup olmadığını, onları da almak istediklerini’ söylediler.  Ayrıca, kitaba ilham veren köpeğim Fıstık’ın maceralarından oluşan  “Fıstık’lı Muhabbet” karikatürleri de instagramda çok olumlu dönüşler alıyor.

-Sergiler düzenlediğini söylemiştin. Okuyucularımıza biraz bilgi verir misin?

F: İlk kişisel resim sergimi “Sevginin Katıksızı” başlığıyla Bursa’da açtım. Kimsesiz hayvanların portrelerinden oluşan suluboya resim sergisiydi. Buradan elde edilen gelirin tamamı sokak hayvanları için harcandı. Bir yıl sonra aynı konseptte ikinci sergiyi Eskişehir’de açtım.

-Hayvan haklarıyla yakından ilgilendiğini biliyorum. Bu konuda ne gibi çalışmalar yapıyorsun?

F: Hayvanların da karakterleri olduğu için onları kişi olarak görüp resmediyorum. Mungan Art’ı kurarken hedefim, her sattığım resimden belli bir payı hayvanlar için ayırmaktı. Portre satışlarımdan hayvanlara harcanmak üzere kumbarada para biriktiriyorum. Bana resim siparişi veren müşterilerim resim bedelinin belli bir kısmını istediği barınağa bağış yapabiliyor. İlk çocuk kitabım “Fıstık ile Yastık” da amacım hem çocuklara hem de ebeveynlerine hayvanların vücut dilini öğretip onlarla doğru iletişim kurabilmenin mümkün olduğunu göstermekti.

Bununla beraber, elimden geldiğince davet edildiğim hayvan hakları ve etiği üzerine söyleşilere katılıyorum. ‘İnsan Nedir, İnsanla Hayvan Arasında Şeffaflaşan Sınırlar’ konulu konuşmamın makalesi, Birikim Dergisi’nde yayımlandı. Çağdaş Ankara Sanat Fuarı’nda yağlı boya tabloları ile sergiye katıldım. Tema, yine insan ve hayvan arasındaki bezerlikler ve sınırlardı.

-Neden hayvanlar hayatının merkezinde? Derdin ne?

F: İnsan dışında en iyi iletişim kurabildiğim canlılar hayvanlar. İnsanların doğaya ve hayvanlara çok şey borçlu olduklarını düşünüyorum. Her geçen gün doğa ve hayvanlar üzerinde kurduğumuz tahakkümün ve sömürünün akla ve vicdana sığmayacak boyutlara ulaştığını görmek beni fazlasıyla üzüyor. Bu konuda bir ses olabilmek, fayda sağlamak hayatımı daha yaşanmaya değer ve anlamlı kılıyor.

-Sence alınan tedbirler yeterli mi?

F: Kesinlikle değil. Kanunen, hayvanların yerleşim alanlarından uzak ormanlık bölgelere atılmaları yasak. Ama, bu yasaya uyulmuyor. Hayvanlar, oralarda açlıktan ve hastalıktan ölüyorlar.

Bir de insanların, sokak hayvanlarına yaklaşımlarında problemler var. Çocuklarına zarar verecek korkusuyla, köpeklerin toplatılmasını istiyorlar. Oysa, birlikte yaşamak mümkün. Bir hayvan beslenirken ona dokunmamalı. Uyuyan bir hayvan rahatsız edilmemeli. Mesafeyi koruyup nasıl yaklaşman gerektiğini bilirsen, hiçbir hayvan saldırmaz.

Fıstık ile Yastık adlı kitabımın sonunda bir test var. Hayvanların vücut dilini anlamak amacıyla bir kılavuz hazırladım. Okuyan ebeveynler ‘bunları ben de bilmiyordum’ diyorlar. Daha bilinçli olmamız gerek.

-Dilerim bu çabaların herkese örnek olur. Peki, Filiz Mungan’ın mesleğine dair bir hayali var mı?

F: Yurt dışında bir galeri ile anlaşmayı çok istiyorum. Düşüncelerimi resim yoluyla ifade ediyorum. O yüzden, insan-hayvan portrelerine yoğunlaşmak, bu konuda daha geniş kitlelere ulaşmak istiyorum.

Biz de Sevgili Filiz Mungan’ın hayallerinin gerçek olmasını temenni ediyoruz. Şunu da eklemeden geçmeyelim: Filiz Hanım, mimarlık okuyan öğrencilere mesleğe yönelik çizim dersleri ve yurt dışı üniversiteler için portfolya hazırlamak isteyenlere özel ders veriyor. Mungan Art hem sanat severlere hem de hayvan severlere hitap eden sıcacık bir mekan. Yolu düşeceklere iletişim bilgilerini verelim:

Bekleriz efendim…