Bursa adaylarının başına mis gibi çoraplar!

Yerel seçimlerde yarışacak siyasi parti adaylarının bir kısmında hala belirsizlik yaşanırken, rekabet de kızıştıkça kızıştı…

Lakin bu rekabetin henüz partiler arasında başladığını tam anlamıyla söyleyemeyiz.

E peki kimin arasında derseniz,

Aynı partiden aday adayları veya yönetimin dahil olduğu rekabet sarmalı ve başa örülen çoraplar!

Misal; AK Parti’den başlayacak olursak;

“Bursa Büyükşehir adayı kim olacak?” Muamması aylardır devam ediyordu.

Mevcut Başkan Alinur Aktaş ise;

“Yine aday olacak mısınız?” sorusuna önceleri, “ İşimi yıllardır çok ihmal ettim. Artık işimle gücümle ilgilenmek istiyorum” derken;

Daha sonraları “Kısmet, partimiz ne görev verirse yaparız” gibi cümlelere evriltmeye başlamıştı yanıtlarını.

Aslında çekingen kaldığı o dönemler “tesadüfi” şekilde Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın da artık süresi dolduğu düşünülerek, aday olmayacağı tahmin edilen zamanlardı.

Kaldı ki o günlerde Dündar da adaylık İçin, “Sürem doldu” dese de; Sonraları “Sürem doldu. Fakat esnetilebiliyor bazen bu kural” gibi laflarla oldukça esnetmeye başlıyordu…

Ama “Adaylığı düşünüyorum” gibi laflara yine de tedbirliydi tabi.

Amma velakin bir süre sonra Dündar’ın ismi fısıldanmaya başladı.

Hem de Osmangazi değil! Büyükşehir için!

Malûmunuz Dündar ile Aktaş’ın birbirlerini bırakın sevmeyi mecbur olmasalar gördüklerinde “Selam versek mi?” diye düşünecek seviyede bir muhabbetleri olduğu aşikar.

Eee hal böyle olunca,

Yani Dündar’ın ismi fazlaca geçmeye başlayınca, Aktaş;  “Hop meydanı boş mu gördünüz? mekanın sahibi geldi” diyerek, tekrar koltuğunun tozunu aldı.

Ara ara her ne kadar farklı isimler kulağımıza gelse de, son aşamada sadece Dündar ve Aktaş’ın isimleri zikredilmeye başladı.

Ve bu noktadan sonra kıran kırana bir mücadelenin startı verildi desek yeridir.

Özelden genele, genelden kamuya birbirlerinin ne kusuru varsa raporlamalar ve genel merkeze sunum trafiği başladı.

Hatta iddia o ki, Dündar’ın ekibi son olarak Aktaş hakkında öyle bir dosya sunmuş ki; Teşkilat başkanı “ Ayıptır artık” demiş.

“Ama Aktaş’ın eğer varsa bir yolsuzluğu veya huysuzluğu söyleyin!” diye de eklemiş.

Dosyayı sunanlar bunun üzerine;

“Yok ama…” deyip geri dönseler de;

Yine tesadüf üzerine ilginç şekilde birkaç gün sonra hoop BUSKİ skandalı patlak verdi.

Aman da aman! Cümle alem,  “Tamam bu kez Aktaş’ın veda etme zamanıdır” derken,

Dündar cephesi zafer şarkıları söylemeye başlamıştı ki; cumartesi günü şarkılar ağıta döndü!

Çünkü Alinur Aktaş adaylığın galip ismi olmuş ve başına kim ne çorap örmüş ise de; fırlatıp atmıştı… “Deneyin belki de size olur” diye…

Bu aşama da BUSKİ skandalı ne olur?

Düşündüğünüz şeye bakın!

Barajlar doldu, sularımız şırıl şırıl akıyor.

Daha ne olsun!

…

AK Parti’de örülen çoraplar bu şekilde heba olurken;

İYİ Parti’de de öyle çoraplar örüldü ki, helal olsun Akşener’e en azından heba olmadı!

Eh siyasetçi de olsa kadın elinin değmesi başka tabii…

Lakin tam ölçüsünü almış olacak ki;

Selçuk Türkoğlu her ne kadar,

“Abla vallahi başıma dar, olmuyor” dese de;

Akşener ne yapıp edip Türkoğlu’nun başına geçirmekle kalmadı!

Sonrasında elini kaldırıp “Ağlama bak ne güzel aday oldun” deyip,

Mona Lisa’nın bakışını tokat gibi yapıştırdı Türkoğlu’nun yüzüne…

Şimdilerde suratının bir tarafı hüzünlü, diğer tarafı gülümsemeye çalışan Türkoğlu ise;

Aldı eline çöp süpürgeyi bir taraftan sokakları süpürürken bir taraftan türkü söylüyor;

“Ah Meral ah!

Ah zalımın kızı ah…

Ben meclis binasında kazanmış vekil idim,

Her güne bir önerge bülbül gibi nağmelerle sunar idim,

Ne bitmez kinin varmış da bana,

Kaybetmiş, biçare aday etmeye yemin ettin.

Artık Meclis’te kim dinler beni,

Bülbül iken kukumav kuşu eyledin beni…”