Dolar 32,5492
Euro 34,9407
Altın 2.441,64
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 22°C
Az Bulutlu
Bursa
22°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 19°C
Sal 19°C

Bir Öğretmenden Daha Fazlası

24 Şubat 2021 09:06
656
A+
A-

Berber Cabbar iyileşmiş, hastaneden taburcu olmuş ve bir hafta içinde toplamış pılını pırtısını memleketi Niğde’ye dönmüştü. Bir daha da hiç haber alınamadı kendisinden. Ancak, bu olay mahallede itibarını on kat arttırmıştı. Daha önce kendisine posta koyanlar büyük bir değişime uğramış, gördükleri yerde saygıyla selam vermeye başlamışlardı. Bu durumu fark edip durumdan fırsat yaratmış ve yürüyüşü değişmiş, hafiften bir omuzu düşmüş ve daha ağır yürümeye başlamıştı. Bu durum annesini üzüyor, okulu bırakıp kabadayı alemlerine takılmasından çok korkuyordu. Okul müdürü Şahin Milcan nam-ı diğer Şahin Ağa, tipik bir Adanalıydı. Güngörmüş, racon bilen ve insan sarrafı bir hocaydı aynı zamanda. Ona gitti annesi, durumu anlatıp yardım istedi. “Merak etme bacım” dedi o tok ve şefkat dolu sesiyle Şahin Ağa. O olayı Şahin Ağa ve tüm öğretmenler duymuşlardı ve okulun en başarılı öğrencilerinden birinin bunu yapması hepsini çok şaşırtmış ve üzmüştü. Kendisinden iki yaş büyük öğrencilerle birlikte aynı sınıfta okumasının zorluğunu biliyorlar ve çalışkanlığı nedeniyle hiçbir öğrenciye ezdirmiyorlardı. Ama bu olaydan sonra sınıftaki ve okuldaki tüm öğrencilere de sert bakışlar atması pek de iyi olmuyordu. Devam etti Şahin Ağa “Ben bizzat ilgilenir ve onu eski ayarlarına döndürürüm.”

Simit satmayı da bırakmıştı. Büyük amcasından kaldığı yüklü bir paranın bir kısmını kendisine ayırmış ve ç ocuk ruhuyla hava atmaya çalışıyordu. Bir sabah Şahin Ağa odasına çağırdı. Girdi içeri, saygıyla selamladı müdürünü. “Otur bakalım oğlum” dedi ve bir de çay söyledi. “Estağfurullah hocam” dedi her zamanki terbiyesiyle, “Çay içmeyeyim”. “Bak oğlum, bu okulun adı Adana Ticaret Lisesi”. Buradan muhasebeci çıkar, öğretmen çıkar, iş adamı çıkar, ama külhanbeyi çıkmaz. Külhanbeyi olmak isteyenleri kapının önüne koyarız. Ama sen kapı önüne konacak bir çocuk değilsin. Tam tersi okulu birincisi olacak ve üniversite okuyacak, profesör olacak bir çocuksun. Söyle bana, bir profesörün anası mı olsun annen, yoksa oğlum ne zaman vurulup ölecek diye kara haberini bekleyen gözü yaşlı bir anne mi olsun? Başından geçenleri ve ne şartlarda yaşam mücadelesi verdiğinizi biliyorum. O anneyi üzmek sana yakışmıyor. Yaşadığın bu olayı herkes biliyor ve sana saygı duyuyor. Gel bu saygıyı nefrete çevirme. Eskisi gibi çalışkan ve beyefendi oğlumuz ol.”
‘Boşuna baba adam dememişlerdi Şahin Ağa için’ diye geçirdi içinden ve uzun zaman sonra ilk kez ağlamaya başladı hıçkıra hıçkıra. Bir baba şefkatiyle saçlarını okşayıp bağrına bastı Şahin Ağa. O kadar etkili olmuştu ki, söz verdi ve bir daha da o olayı hatırlatacak hiçbir davranışta bulunmadan okulu bitirdi. İşte bu yüzden Ticaret Lisesi’nin değil, koca Adana’nın Şahin Ağa’sıydı Müdür Şahin Milcan. Adana Ticaret Lisesi’nde okumuş her öğrenci sevgi ve rahmetle anar tüm öğretmenleriyle birlikte Şahin Ağa’yı.

Hayata gözlerini yummuş tüm öğretmenlerin mekanları cennet olsun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
26 Şubat 2021 12:34
3 Şubat 2021 09:12
27 Ağustos 2021 09:30
9 Aralık 2020 11:16
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.