Dolar 32,5866
Euro 34,8084
Altın 2.509,62
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 16°C
Hafif Yağmurlu
Bursa
16°C
Hafif Yağmurlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 26°C
Sal 26°C

Bağırmak, Çağırmak

13 Ağustos 2021 15:12
675
A+
A-

Gerek hayvanlar aleminde gerekse insanlar aleminde bağırmak nedense hep bir güç gösterisi olarak algılanmıştır.  Özellikle hayvanlar aleminde bağırmak ve yüksek sesler çıkarmak karşısındaki diğer hayvanları susturmak ve ürkütmek için yapılır bildiğim kadarıyla. Bu egemenlik kurma arzusunun korkudan meydana geldiği de iddia edilmektedir. Rakibinden güçsüz olduğunu hisseden hayvan naralar atarak ve yüksek sesler çıkararak korkutmaya çalışır ve bazen de bunda başarılı olarak hayatta kalmayı başarır. Buradaki tek amaç hayatta kalabilmektir. Bunun dışında herhangi bir anlamı pek yoktur.

Aslında insanların bağırmaları çeşitli nedenlerle yapılmaktadır.  Kimi zaman korkudan bağırırlar kimi zaman da mutluluktan. Kimi zaman içlerindeki isyanı dışarı vurmak için bağırırlar ki, bu özellikle stadlarda yapılır. Hakeme veya karşı takıma bağırır gibi görünseler de bilinçaltlarında eşlerine, kayınvalidelerine, patronlarına vb. birçok şeye bağırmaktadırlar. Bu tür bağırmalar bir nevi deşarj olma biçimidir. Bazen de korkudan bağırır insanlar. Ani ve düşünülmeyen ve kendileri için bir tehlike arz eden olaylarda refleks olarak bağırırlar. Hayvanların yaşama dürtüsünden eser dahi yoktur bazı bağırıp çağırmalarda. Karşısındaki insanları korkutup kaçırmak vardır.

İnsanlardaki bazı bağırıp çağırmak veya naralar atmak hayvanlar gibi hayatta kalma içgüdüsüyle olmayıp karşısındakileri sindirip onların üzerinde egemenlik sağlamak içindir. Bir de özellikle yeni delikanlı olan erkek çocuklarında sesler kalınlaşmaya başlayıp hormonlar üstün gelmeye başladığında şöyle hafif bir efelenmeler olur ki, bu da görülmeye değer güzellikteki bir bağırıp çağırma şeklidir. Kız çocuklarında bu efelenme daha farklı ve narin bir şekilde tezahür eder ki bu da kızların ne kadar zarif varlıklar olduklarının en büyük kanıtıdır.

Ama hangi sebeple olursa olsun yüksek sesle naralar atmak, bağırıp çağırmak genellikle bir aczin ve çaresizliğin ifadesidir. Kendinden emin olan insanlarda bu durum pek rastlanan bir olay değildir. Kendini bilen ve gelişimini tamamlamış insanlar bağırıp çağırmak yerine, sessiz ve sakin bir şekilde karşısındakileri incitmeden bilgiyle ve saygıyla görüşebilmek becerisine sahiptir. Zira etki ve tepki dediğimiz olgu bu durumlarda hemen ortaya çıkar. Bağırılan da hemen aynı tonda bağırarak veya biraz daha yüksek tonda cevap verir ve böylece konuşarak çözümlenebilecek konular çözülemez hale gelir. Hatta daha da ileri gidip kavgalara yol açılabilir.

Bilgisiz ve sevgisiz insanlar sakin bir şekilde konuşamaz ve hemen tartışmaya başlarlar. Hele bazı bağırıp çağırmalar ve nara atmalar vardır ki bunu yapan insanların ne kadar zavallı olduklarının bir dışa vurumudur aslında. Bu tür insanlar sadece kendilerini ve çevresindekileri kandırırlar. Çünkü aklı başında hiçbir insan bu tür insanları ciddiye dahi almaz. Siyaset sahnesinde bu tür insanlara geçmişte çok rastlanılmıştır. Hiçbir proje üretemeyen, hiçbir olumlu dünya görüşü olmayan cahil, eski tip siyasetçilerde bunu görmek çok mümkündür. Hatta öyleleri gelip geçmiştir ki, meydanlarda coşup “Kayseri’ye liman yaptıracağım” diyenler dahi olmuştur. Dünya ile entegre olan ve bir tuşa basarak dünyanın herhangi bir yerindeki olayları anında görüp öğrenebilen insanlar bu tür insanlara burunlarıyla gülmektedirler artık. Zira devir bilgi ve iletişim devridir. Bu günün Z kuşağı denilen gençleri bu tür insanlara gülmüyorlar bile. Yapılan işlerine ve üretimlerine bakıyorlar.

Bu konuda Mevlana’nın çok güzel bir sözünü yazmadan geçemeyeceğim. “KELİMELERİNİ YÜKSELT, SESİNİ DEĞİL, YAĞMURDUR ÇİÇEKLERİ BÜYÜTEN, GÖK GÜRÜLTÜSÜ DEĞİL.”

 

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
19 Eylül 2021 09:57
4 Temmuz 2021 14:05
17 Mayıs 2021 09:57
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.