Dolar 32,5018
Euro 34,9199
Altın 2.437,90
BİST 9.716,95
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 22°C
Az Bulutlu
Bursa
22°C
Az Bulutlu
Cum 23°C
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 19°C

Augusto Monterroso’nun ‘Devridaim’i okuyucuyla buluşuyor

Augusto Monterroso’nun ‘Devridaim’i okuyucuyla buluşuyor
2 Temmuz 2020 14:40
378
A+
A-

VakıfBank Kültür Yayınları, Güney Amerika edebiyatının etkin kalemleri arasında yer alan  Augusto Monterroso’nun “Devridaim” isimli eserini Türkçe’de ilk kez yayımlıyor.

VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) okurla buluşturduğu “Devridaim”, Guatemalalı yazar Augusto Monterroso’nun mizah ve ironiyi etkin kullandığı önemli bir çalışma olarak öne çıkıyor.  Latin Amerika edebiyatında Gabriel García Márquez ve Julio Cortázar gibi Boom kuşağı yazarları arasında yer alan Monterroso, 1972’de yayımlanan bu eserinde samimi bir anlatımda bulunuyor.

Darbeler coğrafyasında doğan anlatım

Latin coğrafyasında yaşanan sivil ve askeri darbeler nedeniyle yazarlar yepyeni anlatım yöntemlerini keşfetti, dilin tüm imkânlarını değerlendirdi. Bunu yaparken de ironinin ve mizahın gücünü etkin kullanan yazarlar dünyaca tanındı. Monterroso da böyle bir yazar. Özellikle kısa öyküleriyle bilinen Monterroso, Türkçe çevirisi Mehmet Sait Şener tarafından yapılan kitapta farklı bir tür deniyor. Hikâye ile denemeyi birleştirdiği kitabında şöyle söylüyor:

“Hayat deneme değil, birçok şey denememize rağmen; hayat hikâye değil, birçok şey uydurmamıza rağmen; hayat şiir değil, birçok şey hayal etmemize rağmen. Hayatın şiirinin hikâyesinin denemesi devridaimdir; evet, devridaim.”

Her yazarın ardında çekingen biri gizli

Kitabın “Atfa Dair” bölümünde, her yazarın ardında çekingen birinin gizli olduğunu söyleyen Monterroso, “Ancak en pısırığının bile son derece dolaylı ve beklenmedik yollardan da olsa düşüncesini daima açığa vurup onu öğrenmeye can atan veya can attığını sandığı insanlığa miras bırakmaya çalışacağı kesindir. Eğer birtakım kişisel veya toplumsal sebepler kendini açıkça ifade etmesine mâni oluyorsa, kriptogram veya mahlasa başvurur. Her halükârda kimliğini er ya da geç tespit edebilmemiz için gerekli ipuçlarını bırakır” diyor.

Kitaptaki “Beyin Göçü” bölümünde, “Beyin göçü ezelden beri vardı ama görünüşe bakılırsa günümüzde yeni yeni sorun sayılır oldu” diyen Monterroso, ironi dolu anlatımına şöyle devam ediyor: “Buna rağmen kayda değer her beyin ya kendi isteğiyle gider, ya götürülür ya da sürülür; bu çok yaygın, dünya çapında ziyadesiyle tecrübeyle sabit bir gerçektir. Aslında ilki en olağanıdır, ancak bir beynin var olduğu andan itibaren bu üç hadisenin birinden nemalanması muhtemeldir.”

Borges, Kafka, Melville, Woolf, Joyce…

“Jorge Luis Borges’in Yarar ve Zararları” bölümünde Arjantinli usta kalem Borges’i değerlendiren Monterroso şu satırları kaydediyor: “1945’te Borges’i keşfettiğimde onu anlamadım veya daha doğrusu neye uğradığımı şaşırdım. Kafka’yı ararken Borges’in Dönüşüm’e yazdığı önsözü buldum ve ilk defa onun metafiziksel labirentlerden, sonsuzluktan, ebediyetten, trajik abesliklerden ve cehennemin en iyi tasvirine eşdeğer ailevi ilişkilerden oluşan dünyasıyla karşılaştım. Büyüleyici ve şiddetli bir cazibesi olan yeni bir evren. Bu önsözden Borges’in ürettiği tüm diğer şeylere geçiş, benim (ve başka birçok kişi) için nefes almak kadar elzem ama aynı zamanda uçuruma tedbirsizce yanaşmak kadar tehlikeliydi. Onun izinden gitmek yeni camialar keşfetmek, bu camialara dalmak demekti: Chesterton, Melville, Bloy, Swedenborg, Joyce, Faulkner, Woolf; eski ilişkileri tazelemekti: Cervantes, Quevedo, Hernández; ve son olarak günlük hayatın o göz boyayan cennetine dönmekti: Mahalle, sinema, polisiye roman.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.