Türkiye’nin Biyoteknoloji Üssü Yükseliyor: Varliciment ile Yerli İlaçta Yeni Dönem Başlıyor!

Türkiye’nin bilim ve sağlıkta bağımsızlık hedefinde tarihi adım: Biyoteknoloji Vadisi’nde geliştirilen ilk özgün biyoteknolojik ilaç adayı Varliciment, yerli ilaç üretiminde yeni bir dönemi başlatıyor.
Türkiye, biyoteknoloji alanında tarihi bir dönüm noktasına ulaştı. İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi (İBG) bünyesinde yürütülen bilimsel çalışmalar sonucunda geliştirilen Varliciment, Türkiye’de üretilen ilk özgün biyoteknolojik ilaç adaylarından biri olarak sağlıkta dışa bağımlılığı azaltacak yeni bir dönemin kapısını aralıyor.
Beş yıl süren Ar-Ge sürecinde VSY Biotechnology’nin finansal ve bilimsel desteğiyle yürütülen proje, Türk biyoteknoloji ekosisteminde güçlü bir iş birliği modeli yarattı. Proje, Dr. Sibel Kalyoncu Uzunlar ve Dr. Gülçin Çakan Akdoğan liderliğinde yürütüldü. Geliştirilen moleküle, projeye bilimsel, finansal ve stratejik destek sağlayan VSY Biotechnology Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş’ın soyadından esinlenilerek “Varliciment” adı verildi.
Dr. Varlıbaş, projenin yalnızca bilimsel bir başarı değil, Türkiye’nin biyoteknoloji alanındaki vizyonunu somutlaştıran bir adım olduğunu vurguladı:
“Bu proje, yeni bir biyoteknolojik ilaç molekülü geliştirme hedefiyle yola çıktı. Şu anda sonuçlarımız oldukça iyi. Molekülümüz izole edildi, tanımlandı, laboratuvar verilerimiz başarılı. Eğer klinik çalışmalar da olumlu sonuçlanırsa, bu ilaç Biyoteknoloji Vadisi’nde üretilecek ve ticarileşme sürecine girecek. Yaklaşık üç yıllık bir yol daha bizi bekliyor ama temeller sağlam atıldı.”
Aynı zamanda Biyoteknoloji Vadisi Yönetim Kurulu Başkanı olan Dr. Varlıbaş, Türkiye’nin biyoteknoloji üretim gücünü sanayiyle buluşturma hedefini şu sözlerle özetledi:
“Varliciment, yalnızca bir tedavi buluşu değildir; Türkiye’nin kendi ilacını, kendi bilim insanlarıyla ve kendi altyapısıyla geliştirebileceğinin kanıtıdır. Türkiye artık biyoteknolojide tüketici değil, üretici bir ülke konumundadır. Bu başarı, yıllardır hayalini kurduğumuz dönüşümün başlangıcıdır.”
İstanbul Tuzla’da yükselen Biyoteknoloji Vadisi, yalnızca üretim değil, araştırma, girişimcilik ve sanayi iş birliklerinin bir arada yürütüldüğü bir yenilik üssü olarak dikkat çekiyor. Türkiye’nin bilim ve sanayi gücünü birleştiren bu vizyon, Varliciment ile gerçeğe dönüşüyor.
Preklinik çalışmalarda yüksek etkinlik oranı gösteren Varliciment’in, gözdeki damar sızıntılarını engelleyerek görme kaybının ilerlemesini durdurma potansiyeli taşıdığı belirtiliyor. Molekülün, mevcut ithal ilaçlara göre daha küçük yapısı sayesinde proteine daha güçlü bağlandığı ve tedavi başarısını artırdığı ifade ediliyor.
Bu gelişme, yalnızca bir ilacın değil, Türkiye’nin bilimde kendi çağına adım atmasının hikayesi olarak tarihe geçmeye hazırlanıyor.