Şeb-i Arus

Türkçe düğün gecesi olarak geçen Şeb-i Arus , Mevlevilikte Mevlana Celâlettin Rumi’nin öldüğü gecedir. Mevlana öldüğü geceyi esas sevgiliye kavuştuğu için düğün gecesi olarak tanımlamaktadır.
Günümüzde bir çok eğitimlerin,seminerlerin,kişisel gelişimlerin ana temasına baktığımızda her yolun Mevlana felsefesine çıktığını görmekteyiz.Batıda Mindfullness yani bilinçli farkındalık olarak anlatılan eğitimler aslında yüzyıllar öncesi Mevlana öğretisini içermektedir.Kişisel farkındalık,içe dönme,kendini tanıma gibi yöntemler günümüzde modernize edilerek insanlara servis edilmektedir.Fakat bazı yerlerde kendini sevmenin,kendine dönmenin sadece kendini düşünme ile karıştırıldığı,benim duygularım,benim fikirlerim diyerek diğerlerini ötekileştirdiğimiz insan toplulukları haline geldiğimiz de aşikâr. Dolayısıyla buradaki tasavvuf öğretisinde fark,dış faktörlere bağlı değil de içe dönerek kendimizle mutlu olabilmeyi,saygı duyabilmeyi,paylaşmayı ve yardımlaşmayı içermektedir.Tasavvuf kendini bilme sanatıdır.
Mesnevi Şerif,VI,2451: “Hiç bir kâfire hor gözle bakma! Çünkü Müslüman olarak ölmesi mümkündür.Kâfir dediğin beğenmediğin kişinin ömrü,nasıl sona erecek?Bundan bir haberin var mı?Ne diye ondan yüz çeviriyorsun?Bir insanın son nefesini nasıl vereceğini sen bilemezsin,Allah bilir.! ”
Divan-ı Kebir III.1157: “Şeytana niçin kızıyorsun?Melek huyuna sahip ol da, şeytana emir ver!” Her anlatımında yargılamamaya vurgu yapar.
Mevlana çok önemli bir Rubaisinde ise şöyle der:
” Sen madendeki cevheri aradıkça bir madensin.Sen ekmek peşinde koşarsan,sadece ekmek düşünürsen, ekmek kesilirsin.Sen nükteli rumuzlu sözü anlarsan her şeye aklın erer.Ne arıyorsan neyin ardı sıra koşuyorsan sen O’sun.”
Bu dönemde söylenen “düşüncen ne ise ona dönüşürsün”söylemini zaten yıllar önce dile getirdiğini görmekteyiz.
Araf suresi,179 : “Onların kalpleri vardır ama anlamazlar,gözleri vardır ama görmezler,kulakları vardır,duymazlar.İşte bunlar hayvanlar gibidir hatta hayvandan da aşağıdırlar.Bunlar gafillerdir.”
İşte gören,okuyan,hisseden,farkedenlerdir kurtuluşa erenler.
Mevlana Mesnevi de bize hayat yolunun perde arkasındaki sırları göstermiştir.Büyük İslam alimi,şair,filazof, okyanusun dibinde bulunan bir incidir Mevlana.O,sadece okumakla değil derine inip anlamakla anlaşılır. O’nun öğretileri her dönem güncelliğini koruyacaktır.Bir ışık olarak tüm nesillere aktarılacaktır.
Günümüz toplumunda anda kalma,özüne dönme,Tevhid bilinci,bir olma ve güzelliklerde buluşma en çok ihtiyacımız olan öğretilerdir.Semazenlerin sema yaparken bir elin yukarıya,diğer elin aşağıya bakması Haktan alıp Halka vermesi de bunu simgelemektedir.
Mevlevilerdeki Sikke ( Başlık); mezar taşını/ nefsin ölümünü anlatır
Tennure; kefeni yani yeniden doğuşu anlatır.Bu tasavvufta ölmeden önce ölmek anlamına gelir.
Hırka; siyah renk olduğundan dünyayı anlatır.Semaya başlarken giyilir,sonra çıkarılır.Bu dünyayı arkada bırakmayı simgeler.
Ayakların duruşu; sol ayak nefs,sağ ayak ruhtur.Ruh nefsi terbiye ederek Hak yolunda ilerler. Pir ” Dış surete değil manaya bak” der.
Gönüller Sultanı Mevlana Celâlettin Rumi
17 Aralık 1273 de vefat etmiştir.Öldüğü geceyi de düğün gecesi kabul edip,vuslatına kavuşmuştur.
752. düğün gecesinde onu sevgi,rahmet ve büyük özlemle anıyorum.Onun ilmi ve ışığında ilerlemeye niyet ediyorum.

Lamia Denlü

@lamiadenlu@gmail.com