Polise Yakalanmamayı Değil, Kimseyi Yakmamayı Düşünün
Gece… Müzik, kahkaha, birkaç kadeh…
Ve sonra o cümle:
“Sürerim ben bir şey olmaz.”
Ama oldu.
1 Ağustos gecesi, alkollü bir sürücünün çarptığı araçta iki kadın hayatını kaybetti.
Biri 35 yaşındaydı.
Bir ablaydı belki, bir anneydi, bir dosttu…
Sabah işe gidecekti, ya da çocuğuna kahvaltı hazırlayacaktı.
Hayatı, sıradan bir akşamdan ibaretti belki… Ama o akşam, son akşamı oldu.
Diğer kadının yaşı henüz bilinmiyor.
Belki daha gençti.
Belki bir arkadaşının doğum gününden dönüyordu.
Belki de evine ilk kez geç kalmıştı…
Artık hiçbirini bilemeyeceğiz.
Çünkü ikisi de artık yok.
Onlara çarpan kişi sadece 22 yaşında bir erkekti.
O da gençti.
Ama o bir karar verdi: Alkol aldı ve direksiyon başına geçti.
Ve o kararıyla, iki kadının hayatını çaldı.
İki evi sessizliğe, iki aileyi yıkıma mahkûm etti.
Ve kendi hayatını da sonsuza kadar değiştirdi.
Bakın…
Alkollü araç kullanmanın tek zararı ehliyetinizin gitmesi değil.
Sadece birkaç puan kaybetmezsiniz.
Bir can, bir anne, bir kadın, bir kardeş yok olur.
Birinin hayatına son verirsiniz.
Ve bazen sadece bir “ben iyiyim” cümlesi, bir mezar taşına dönüşür.
Polise yakalanmamak değil mesele.
Birini hayattan koparmamak mesele.
Kendini değil, karşındakini de düşünmek mesele.
Alkol aldıysanız direksiyona geçmeyin.
Hiç kimsenin hayatı, sizin “bir şey olmaz” dediğiniz o birkaç dakika için feda edilmemeli.