Ozon Tedavisi : Kime? Neden? Ne zaman?
Son yıllarda adı giderek daha sık duyulan bir tedavi yöntemi var: Ozon tedavisi.
Kimi onu “her derde deva” olarak sunuyor, kimi ise temkinli hatta mesafeli yaklaşıyor. Peki bu işin gerçeği nedir ?
Ozon, bildiğimiz oksijenin (O₂) üç atomlu, daha reaktif halidir (O₃). Yani sanıldığı gibi vücuda yabancı kimyasal bir madde değil, oksijenin biyolojik olarak daha uyarıcı bir formudur. Burada kilit kelime şu: “uyarmak”
Ozon, doğrudan “iyileştirici” bir madde değildir. Yani ozonun bizzat kendisi değildir iyileştirici olan. Ozon vücuda kontrollü bir biyolojik stres uygular. Bu stres, doğru dozda ve doğru sürede verildiğinde, vücudu savunma, onarım ve adaptasyon moduna sokar.
Aslında bu durum vücudumuzun sıkça kullandığı bir mekanizmadır.
Egzersiz yaparken kaslarımızı zorlarız, bunun sonucunda kasta mikro hasarlar oluşur; vücudumuz da bu hasarları onarırken kası daha güçlü hale getirir.
Ozon tedavisinde de mantık benzerdir. Nasıl ki egzersizi abartırsan zarar verir, ozon tedavisinde de doz doğru ayarlanırsa güçlendirir, ayarlanmazsa zarar verir.
*Fonksiyonel tıp perspektifinden bakıldığında ozonun temel etkisi oldukça net:*
Hücresel oksijenlenmeyi artırmak
Mitokondriyi — yani hücrenin enerji santralini — uyarmak
Vücudun kendi antioksidan savunma sistemlerini aktive etmek
Peki hangi alanlarda kullanılır?
Kronik yorgunluk sendromu ve fibromiyalji
Dolaşım bozuklukları ve periferik damar hastalıkları
Diyabetik ayak gibi iyileşmesi zor yaralar
Enflamasyonla seyreden kas ve eklem ağrıları
Bağışıklık sisteminin dengesiz çalıştığı bazı durumlar
Özellikle kronik hastalıklarda ortak bir sorun vardır:
Hücre yeterince oksijenlenemez, enerji üretimi düşer ve iyileşme yavaşlar.
Ozon tedavisi tam da bu noktada devreye girer; hücreye “uyan” sinyali verir.
Gelelim asıl önemli kısma;
Ozon tedavisi tek başına bir “kurtarıcı” değildir. Maximum fayda için bazı ön şartlar gerekir:
Beslenme bozuksa, yüksek insülin direnci varsa , bağırsak florası bozulmuş ve duvarı hasarlıysa, vitamin ve mineral eksiklikleri düzeltilmemişse ozon tedavisinden istenilen fayda alınamaz.
Bir arkadaşınızın çok memnun kalıp diğerinde etkisiz olmasının nedeni budur.
Bu nedenle fonksiyonel tıp yaklaşımı şunu söyler:
“Önce zemini düzelt, sonra destekleyici tedavileri ekle.”
*Doğru konumlandırın*
Bir tarafta ozonu gereğinden fazla yüceltenler, diğer tarafta ise hiçbir bilimsel dayanağı yokmuş gibi tamamen reddedenler.
Oysa modern ve akılcı yaklaşım “Ozon, doğru hastada, doğru dozda ve doğru hedefle kullanıldığında güçlü bir biyoregülasyon aracıdır.” der.
Araçtır. Ve her araç gibi, onu kullananın bilgisi ve amacı sonucu belirler.
Son söz şu olsun:
Sağlık; tek bir iğneyle, tek bir serumla ya da tek bir yöntemle inşa edilmez.
Sağlık, bütüncül bir stratejinin ürünüdür.
Ozon tedavisi bu stratejinin bir parçası olabilir, ama asla tamamı değildir.