Hoşçakal Emin abi!..
Bazı insanlar yalnızca sahnede değil, hayatın içinde de büyük roller üstlenir. Emin Gümüşkaya da böyle biriydi. O, yalnızca tiyatro perdesi arkasında değil, dost meclislerinde, sohbetlerinde ve anılarında da derin izler bırakan gerçek bir sanat adamıydı. Sahneye adım attığında izleyiciyi büyüleyen, tiyatronun ruhunu her daim canlı tutan bir ustaydı. Fakat onu sadece sanatçı kimliğiyle anlatmak eksik kalır. Çünkü o, neşesiyle, zarafetiyle ve yüreğindeki sınırsız cömertlikle her zaman daha fazlasıydı.
Onunla yaptığım röportaj hâlâ hafızamda capcanlı. Sıradan bir söyleşi istemediğimi anlamıştı hemen. “Ne istiyorsun deli kız?” diye sormuştu gülerek. Ben de o dönem Osmangazi Belediye Başkanı olan Basri Sönmez ile birlikte tadilatta olan tiyatronun duvarlarını boyamalarını rica etmiştim. Ellerine boya kovalarını ve fırçalarını alan Sönmez ve Gümüşkaya ile beraber enfes bir söyleşi gerçekleştirmiştik. Emin Abi’nin yüzünde beliren o şaşkınlık ve ardından gelen heyecan görülmeye değerdi. Sanat, yalnızca sahnede değil, duvarlarda da yaşamalıydı. Ve öyle de oldu. O gün yalnızca bir röportaj değil, her hatırladığımda gülümsetecek bir anı da ortaya çıktı.
Emin Gümüşkaya, sahnede olduğu kadar hayatta da büyük bir ustaydı. Onu tanıyan herkesin hafızasında sesiyle, kahkahasıyla, ince zekâsıyla yaşamaya devam edecek. Tiyatro perdesi bir gün kapanır belki ama onun sanata kattığı ruh, alkışlarla sonsuza dek yankılanacak.
Hoşçakal Emin abi …