Hayatın Suskun Dersleri
Bazı dersler fısıltıdan da sessizdir. Yalnızca kalbin duyar.
Büyüdüğüm zamanlarda kimse bana “Şimdi büyüyorsun” demedi.
Ne bir alkış vardı, ne bir kutlama.
Sadece sessizlik…
Fark edilmeden atılan küçük adımların, içten içe büyüyen kırılmaların arasında, ben sessizce değiştim.
Meğer hayat, en ağır derslerini bağırarak değil, fısıldayarak öğretirmiş.
Çocukken büyümek; boyunun uzaması, ayakkabı numaranın değişmesi gibi somut şeylerle ölçülürdü.
Sonra anladım ki, gerçek büyüme gözle görülmezdi.
Kimse fark etmeden insanın içine işleyen sessiz bir dönüşümdü asıl büyüme.
Hayat bana sessizliği erken yaşta öğretti.
Yalnız geçen çocukluğumda, kendi iç sesimi dinlemeyi öğrendim.
Kalabalıklar içinde susmayı, kendi kendime yetmeyi…
Sonra bir gün, hayatımdaki en sessiz veda geldi. Babaannemi kaybettim.
Ne çok konuşmuştuk onunla, ne çok gülmüştük… Ama en çok da onun yanında susmayı öğrenmiştim.
O sessizlikte, sevginin sesini duymuştum.
Ve o gidiş, hayatımda ilk kez kelimelerin yetmediği bir boşluk bırakmıştı.
İşte o zaman anladım: En çok sessizlik büyütüyor insanı.
O günden sonra hayatın suskun derslerine daha çok kulak verdim.
Sabretmeyi, dayanmayı, pes etmemeyi…
Kimse seni alkışlamazken devam etmeyi, kimse sormazken iyi olmayı.
Hayatın suskun derslerini anlamak zaman alıyor.
Çoğu zaman kendimizi koşuşturmanın, kalabalıkların, beklentilerin arasında kaybediyoruz.
Sesler arasında kayboluyoruz; oysa en büyük değişim sessizliğin içinde olur.
Sessizlik korkutucudur çünkü bize kendimizi dinletir.
Ne kadar güçlü ya da ne kadar kırılgan olduğumuzu, ne kadar eksik ya da ne kadar tamam olduğumuzu gösterir.
O yüzden sessizlikten kaçmak kolaydır.
O yüzden çoğu insan kalabalıklarda, yüksek seslerde kaybolur.
Ama öğrendim ki kaçtığımız her sessizlik, aslında yüzleşmediğimiz bir gerçeğimizdir.
Suskunlukla barışınca, insanın iç sesi güçlenir.
Kimseye bağımlı olmadan yürümeyi, yalnızlığı bir eksiklik değil, bir güç alanı gibi görmeyi öğreniriz.
Hayat sana sessizce bir ders fısıldadığında kulak vermeyi öğren.
Çünkü en ağır dersler; alkışların, onayların, görünür başarıların arasında değil,
gözlerden uzak, kelimelerden bağımsız, sessiz ve derin bir yerde saklıdır.
Gürültüde herkes konuşur.
Asıl ustalık, sessizliğin dilini anlayabilmektir.
Ve ben, hayatın suskun derslerinde büyüdüm.
Sen de bir gün suskunluğa kulak verirsen, kendi hikâyeni yeniden yazabilirsin.
— Serap Öztürk | Hayatın İçinden Notlar