HANDE YENER, MEME KANSERİNİ YENME HİKAYESİYLE KADINLARA GÜÇ VERDİ

“Kadınlara elle muayenenin ve erken tanının önemini anlatmak zorundayım!”

Ekim ayının “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında düzenlenen etkinlikte ünlü şarkıcı Hande Yener, meme kanseriyle mücadelesini ilk kez tüm içtenliğiyle anlattı.
Beş yıl önce kendi kendine yaptığı elle muayene sayesinde meme kanserini erken evrede fark eden Yener, erken tanı ve doğru tedaviyle hastalığı yendiğini söyledi.

“Erken tanı sayesinde grip gibi atlattım”

Acıbadem Maslak Hastanesi ve Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği iş birliğiyle düzenlenen
“Meme Kanserine Karşı Her Raunda Hazırız” etkinliğinde konuşan Hande Yener, yaşadığı süreci şöyle anlattı:

“Erken tanı için kendi kendini elle muayene çok önemli. Bu kadar büyük bir şeyi yaşayıp, grip atlatmışım gibi çıktım hastalıktan. Değerli hocalarım sayesinde çok ağır bir şeyi çok hafif atlattım.
Kendimi çok iyi tanıdığım için, mememde bir farklılık hissedince hemen doktora gittim. İlk başta panik yapmamam söylendi ama içime sinmedi. Israrcı oldum, mamografi istedim.
Ertesi gün Prof. Dr. Cihan Uras’a ulaştım ve ameliyatla kanserli dokudan kurtuldum. Bu süreçte aileme bile söylemedim. Şimdi kadınlara erken tanının hayat kurtardığını anlatmak istiyorum.”

Yener, sağlıklı yaşam alışkanlıklarına dikkat ettiğini vurgulayarak,

“Spor yapıyorum, sebzeyle besleniyorum, bol su içiyorum, uykuma dikkat ediyorum ve düzenli kontrollerimi aksatmıyorum,”
dedi.

Prof. Dr. Cihan Uras: “Erken tanı hayat kurtarır”

Acıbadem Üniversitesi Senoloji Enstitüsü Başkanı ve Acıbadem Maslak Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras, meme kanserinde erken tanının önemini vurgulayarak şunları söyledi:

“Erken tanı sayesinde meme kanserinden tamamen kurtulmak mümkün. Kadınlarımızın kendi kendilerini düzenli olarak muayene etmeleri ve tarama programlarına katılmaları hayati önem taşıyor.
Günümüzde gelişen tedavi yöntemleriyle ileri evre hastaları bile yeniden sağlıklı bir yaşama kavuşturabiliyoruz.”

Prof. Dr. Özlem Sönmez: “Birkaç dakikalık kontrol, bir ömürlük fark yaratabilir”

Acıbadem Maslak Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Sönmez, modern tedavi yaklaşımlarına değinerek şunları ifade etti:

“Artık her hastaya özel tedavi dönemi başladı. Kişinin biyolojisine uygun yöntemlerle hem başarı oranı artıyor hem yaşam kalitesi korunuyor.
Basit bir tarama, bir hayatın yönünü değiştirebilir; çünkü birkaç dakikalık bir kontrol, bir ömürlük fark yaratabilir.”

Prof. Dr. Gül Esen İçten: “Mamografi zararlı değil!”

Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gül Esen İçten, mamografinin erken tanıdaki önemine dikkat çekerek,

“Mamografi, etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış bir yöntemdir. 40 yaş üzerindeki tüm kadınlar düzenli olarak mamografi çektirmeli.
Yanlış bilgilendirmeler nedeniyle bu tetkikten çekinilmemeli,”
dedi.

Prof. Dr. Nuran Beşe: “Gereksiz protez ameliyatlarından kaçınılmalı”

Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Nuran Beşe ise, tedavi süreçlerindeki gelişmelere değindi:

“Radyoterapiyi artık 15–16 seansta tamamlayabiliyoruz. Uygun hastalarda ise sadece tümör bölgesine ışınlama yaparak kalp ve akciğerleri koruyoruz.
Ancak gereksiz protez ameliyatlarından kaçınılmalı. Meme koruyucu cerrahi ve radyoterapi, altın standart olarak kabul ediliyor.”

Kadınlara çağrı: Kendi kendinize muayene edin

Dünya genelinde her 8 kadından biri yaşamı boyunca meme kanserine yakalanma riski taşıyor.
Erken evrede tanı alan her 10 kadından 9’u ise hastalıktan tamamen kurtulabiliyor.
Uzmanlar, kadınların ayda bir kez kendi kendilerine elle muayene yapmalarının ve yıllık mamografi kontrollerini aksatmamalarının hayat kurtardığını vurguluyor.