Dolar 41,2796
Euro 48,4029
Altın 4.837,74
BİST 10.586,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 31°C
Açık
Bursa
31°C
Açık
Cum 30°C
Cts 29°C
Paz 29°C
Pts 27°C

Gerçeklik veya hakikat nedir?

7 Eylül 2025 08:40
146
A+
A-

Gerçeklik veya hakikat, insandan bağımsız olarak var olan bir şeydir. Hakikat, yalnızca insanın algısıyla sınırlı olmayan, kendi başına bir varlık olarak duran bir bütünlüktür.

Gerçek, aslında varlıktır. Gerçeklik, bir olmayı, bütünlüğü ifade eder. Yani dünya ve içindekiler, yalnızca parçalı varlıklar değil, bir bütünlük içinde anlam kazanır. Her ne ki sübutunu, yani kesinliğini kaybetmişse; bizim için yok hükmündedir.

Her ne ki bütünlüğünü kaybetmişse, o da yine bizim için gerçekliğini yitirmiş demektir. Çünkü bir şeyin hem birliği hem varlığı onun hakikatidir. Gerçeklik, farklı görünümlerle belirebilir; değişik suretlerde kendini gösterebilir.

Gerçeklerin katmanları vardır. Tıpkı bir aynada yansıyan suret gibi… Aynadaki suret, var olmak için karşısındaki insana muhtaçtır. Ancak insan, var olmak için aynaya muhtaç değildir. Bu benzetme bize şunu gösterir: Görünen şeyler hakikatin tam kendisi değil, onun yansımaları olabilir.

Varlık; bilgi demektir. Varlık; zorunluluk demektir. Varlık; idrak demektir.

İDRAK VE GERÇEKLİK

Peki, çağımızda idrak ve gerçeklik kısıtlandı mı?

Bugün insan, görünene saplanıp kaldığı için görünmeyeni idrak etmekte zorlanıyor. Oysa bir idrakın olmadığı yerde, gerçek anlamda varlıktan da söz edilemez.

Sadece görünür dünyaya baktığımızda; sonsuzluğu, ilk nedeni, nihai amacı açıklayamıyoruz. Çünkü görünen dünya sınırlıdır ve madde, tanımı gereği sınırlı olan bir varlıktır.

 

O hâlde bir denizi “sonsuz” gibi algılamamız nedendir?

Ya da gökyüzüne bakarken hissettiğimiz sınırsızlık nereden gelir?

İnsanın aklı, yalnızca ölçmek ve sınıflamak için değil; aynı zamanda temaşa etmek, yani hayretle ve anlam arayışıyla bakmak içindir. Bu anlamda aklın temaşa eden boyutu, insana bambaşka kapılar açar.

HAKİKATİN PEŞİNDEKİ İNSAN

İnsanın varlıkla kurduğu ilişki daima sancılı olmuştur. Çünkü hakikati aramak; aynı zamanda kendini aramaktır. Varlık arayışı, insana sınırlarını, bilgisizliğini, acziliğin ve aynı zamanda sonsuzluğa dair özlemini hatırlatır. Bu da doğal olarak sancılı bir sürece dönüşür.

Ama belki de hakikate giden yol, bu sancının içinden geçmektedir.

“İnsan, bildiğini zannettiği şeylerle değil; bilmediği hakikatin huzurunda özgürleşir.”

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.