BTÜ’den Devrim Gibi Çözüm

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) bilim insanları, aft tedavisine yönelik yenilikçi bir alternatif geliştiriyor. İnsan ağız hücrelerinden elde edilen hidrojel temelli yeni malzeme tasarımı sayesinde, ağız içi aftlar lokal uygulama yoluyla kısa sürede tedavi edilebilecek. Geliştirilen malzemenin mevcut yöntemlere kıyasla çok daha etkili olması ve hızlı sonuç vermesi hedefleniyor.

BTÜ’nün “Ağız Ülserlerinin Tedavisine Yönelik, Biyouyumlu Polimer Tabanlı, Hücre Kültüründen Elde Edilen Hücresizleştirilmiş Ekstraselüler Matriks ve Antioksidan Destekli Hidrojel Yama Geliştirilmesi” başlıklı projesi, TÜBİTAK 1002-A programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Projenin yürütücülüğünü, YÖK Doktora Sonrası Araştırmacı İstihdamı (DOSAİ) programı kapsamında BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyomühendislik Bölümü’nde görev yapan Dr. Halime Serinçay üstleniyor. Proje ekibinde Biyomühendislik Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Gökçe Taner, Dr. Öğr. Üyesi Münevver Müge Çağal, Araştırma Görevlisi Kübra Bezir araştırmacı olarak, yüksek lisans öğrencisi Hilal Akar ise bursiyer olarak yer alıyor.

KISA SÜREDE ETKİLİ TEDAVİ

Toplumun yaklaşık %20’sinde görülen ağız aftlarının tedavisine yönelik bu çalışma ile, insan vücudu ile uyumlu, yapışkan, antioksidan, mikrop öldürücü ve yenileyici özelliklere sahip hidrojel temelli bir yama sistemi geliştirilmesi amaçlanıyor. Aftların tekrarlayıcı yapısı nedeniyle yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini vurgulayan Dr. Serinçay, “Bu proje kapsamında aftların kısa sürede ve etkili biçimde tedavi edilmesini sağlayacak yeni bir biyomalzeme üretmeyi hedefliyoruz.” dedi.

İYİLEŞMEYİ DESTEKLEYEN DOĞAL YAPI

Dr. Serinçay, hidrojelin insan ağız hücrelerinden elde edilen hücresizleştirilmiş dokularla oluşturulacağını belirterek, “Bu biyofonksiyonel hidrojel, doğal doku ortamını taklit ederek iyileşme sürecini destekleyecek.” ifadelerini kullandı. Ayrıca yüksek antioksidan kapasitesiyle bilinen aronya meyvesi ekstraktının, lezyon bölgesinde oksidatif stresi azaltmak ve iyileşmeyi hızlandırmak amacıyla formülasyona dahil edileceğini söyledi.

MEVCUT ÜRÜNLER ETKİDE YETERSİZ KALIYOR

Aft tedavisinde yaygın olarak kullanılan sprey, gargara, solüsyon ve jel formlarının ağız içi uygulamalarda çeşitli dezavantajlara sahip olduğunu ifade eden Dr. Serinçay, şunları söyledi: “Ağız boşluğunun sürekli nemli ve hareketli yapısı nedeniyle sıvı formlar lezyon bölgesinde uzun süre tutunamıyor; bu da etkin maddenin etkisini azaltıyor. Jel formlar daha iyi tutunma sağlasa da tükürükle seyrelerek genellikle 2–3 saat içinde ortamdan uzaklaşıyor. Bu nedenle yapışma kapasitesi yüksek, kaygan yüzeye karşı dayanıklı ve etkili bir formülasyon geliştirmek önemli bir ihtiyaçtır.”

BTÜ REKTÖRÜ ÇAĞLAR: ‘YERLİ VE YENİLİKÇİ BİR ÇALIŞMA’

BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, projenin üniversitenin bilimsel üretkenliğini yansıttığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Üniversitemiz bünyesinde yürütülen bu nitelikli çalışma, hem sağlık alanında önemli bir ihtiyaca çözüm sunmayı hem de yerli ve yenilikçi bir ürün geliştirmeyi hedefliyor. Araştırmacılarımızı bu başarılarından dolayı tebrik ediyor, benzer projelerin destekçisi olmaya devam edeceğimizi vurgulamak istiyorum. BTÜ olarak toplumun yaşam kalitesini artıracak çalışmalara öncülük etmekten gurur duyuyoruz.”