45 Yaş Sonrası Görmede Yeni Dönem: Akıllı Lens Teknolojisi
Nev Sağlık Grubu Göz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Ahmet Eroğlu, akıllı lens teknolojisinin doğru hasta ve doğru lens seçimiyle 45 yaş sonrası bireylerde uzak, orta ve yakın mesafede gözlüksüz bir yaşam sunabildiğini belirtti.
Balıkesir’de açıklamalarda bulunan Op. Dr. Ahmet Eroğlu, refraktif lens cerrahisinin dünyada ve Türkiye’de uzun yıllardır başarıyla uygulanan bir yöntem olduğunu ifade ederek, bu cerrahinin temel amacının gözlükten bağımsız bir yaşam sağlamak olduğunu söyledi.
Lazerden Farklı Bir Hasta Grubuna Hitap Ediyor
Miyopi, hipermetropi, astigmatizma ve özellikle 40 yaş sonrası ortaya çıkan presbiyopi gibi kırma kusurlarının refraktif lens teknolojisiyle düzeltilebildiğini belirten Eroğlu, bu yöntemin lazer tedavilerinden farklı olduğuna dikkat çekti. Refraktif lazer uygulamalarının genellikle 18–40 yaş arası ve uygun kornea yapısına sahip hastalarda tercih edildiğini ifade eden Eroğlu, refraktif lens cerrahisinin ise daha ileri yaş grubuna hitap ettiğini vurguladı.
“45 Yaş Sonrası Yakın Görme Sorunlarında Etkili”
Gözün odaklama gücünün yaklaşık yüzde 70’inin korneadan, yüzde 30’unun ise göz merceğinden sağlandığını aktaran Op. Dr. Eroğlu, yaş ilerledikçe göz merceğinin odaklama yeteneğinin azaldığını ve bunun özellikle 45 yaş civarında yakın görme sorunlarına yol açtığını söyledi.
Son yıllarda “akıllı lens”, “premium lens”, “multifokal”, “trifokal”, “EDOF” veya “ömürlük lens” gibi farklı isimlerle anılan göz içi merceklerin temelde aynı teknolojiye dayandığını ifade eden Eroğlu, uygulamada “akıllı lens” terimini tercih ettiğini belirtti.
Akıllı lenslerin genellikle 45 yaş sonrası, daha önce uzak gözlüğü kullanan ve yakın gözlük ihtiyacı başlayan bireylerde tercih edildiğini söyleyen Eroğlu, ameliyat için kornea, göz merceği ve retina tabakalarının sağlıklı olması gerektiğini vurguladı.
Lens Seçimi Kişiye Özel Yapılmalı
Op. Dr. Ahmet Eroğlu, hangi akıllı lensin uygulanacağının hastanın yaşı, mesleği ve ameliyat sonrası beklentilerine göre hekim ve hasta tarafından birlikte belirlenmesi gerektiğini ifade etti. Akıllı lensleri teknolojilerine göre dört ana grupta değerlendirdiklerini belirtti.
Monofokal Plus Lensler:
Tek odaklı lenslerin uzağı net gösterdiğini, yakında ise gözlük ihtiyacının devam ettiğini belirten Eroğlu, güçlendirilmiş monofokal plus lenslerin sınırlı yakın görüş desteği sağladığını söyledi. Bu lenslerle büyük yazıların gözlüksüz okunabildiğini, ancak kitap ve telefon gibi yakın mesafelerde gözlüğün tamamen ortadan kalkmadığını ifade etti.
EDOF (Uzatılmış Odaklı) Lensler:
Uzak ve orta mesafede gözlüksüz görüş sağlamayı hedefleyen bu lenslerin, trifokal lenslere göre gece ışık dağılması ve kamaşma riskinin daha az olduğunu belirten Eroğlu, yeni nesil modellerin yakın görüşü de güçlendirdiğini söyledi. Bu lenslerin özellikle gece çalışanlar, uzun yol şoförleri ve yoğun yakın okuma ihtiyacı olmayan kişiler için uygun olduğunu vurguladı. Ayrıca lazer ameliyatı geçirmiş, glokomu veya diyabeti olan hastalarda da güvenle kullanılabildiğini ekledi.
Trifokal Lensler:
Uzak, orta ve yakın mesafede gözlüksüz görüş sunduğunu belirten Eroğlu, bu lenslerin kalıcı ve ömürlük olduğunu ifade etti. Ancak yapıları gereği gece ışıklarında bir miktar dağılma ve harelenmenin görülebileceğini dile getirdi.
Spiral Akıllı Lensler (Yeni Nesil):
2025 yılı başında kullanıma giren spiral yapılı yeni nesil akıllı lenslerin hibrit bir teknoloji sunduğunu belirten Eroğlu, bu lenslerin trifokal lensler kadar güçlü yakın görüş sağlarken, EDOF lensler gibi kamaşmasız ve kaliteli gece görüşü sunduğunu söyledi.
“Doğru Hasta – Doğru Lens Eşleşmesi Şart”
Akıllı lenslerin gelişen teknolojiyle birlikte gözlükten bağımsız bir yaşam sunduğunu belirten Op. Dr. Ahmet Eroğlu, bunun bir göz içi cerrahisi olduğunu ve lenslerin ömür boyu göz içinde kaldığını hatırlattı. Bazı hastalarda ışık saçılması, haleler, kontrast kaybı veya optik memnuniyetsizlik yaşanabileceğini ifade eden Eroğlu, bu nedenle hasta seçimi ve lens tercihlerinin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Eroğlu, akıllı lenslerin herkes için uygun olmayabileceğini belirterek, retina, kornea ve genel göz yapısının detaylı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.