Eyvah, çocuğum düztaban, yoksa değil mi?
“Hocam, bu çocuk içe basıyor, yürürken çabuk yoruluyor, acaba düztaban mı?”
Poliklinik kapısından içeri giren endişeli anne ve babaların en sık kurduğu cümlelerden biridir bu. Hele bir de “Komşu teyze çocuğun yürüyüşünü beğenmedi” ya da “Babaannesi de düztabandı, kesin buna çekti” gibi cümleler eklenince, o minicik ayaklar evde büyük bir dert yumağına dönüşüverir.
Sevgili anne babalar, derin bir nefes alın. Bugün çocuğunuzun ayaklarını özgür bırakmanız için size tıbbi ama bir o kadar da iç rahatlatıcı gerçeklerden bahsedeceğim.
Her Bebek “Düz” Doğar
Öncelikle şunu netleştirelim: Yeni doğan ve yürümeye yeni başlayan hemen hemen her çocuk tıbben düztabandır. Bu bir hastalık değil, gelişimin doğal bir parçasıdır. Neden mi?
- Yağ Yastıkçıkları: Bebeklerin ayak tabanlarında, o kavisin olması gereken yerde, koruyucu ve pofuduk yağ yastıkçıkları vardır. Bu yastıkçıklar kavisi gizler.
- Esneklik: Çocukların bağ dokuları (eklemleri bir arada tutan yapılar) yetişkinlere göre çok daha esnektir. Ayak yere bastığında vücut ağırlığıyla birlikte yayılır ve düzleşir.
Yani 3-4 yaşına kadar (hatta bazen 7-8 yaşına kadar) bir çocuğun ayağının düz görünmesi, çoğu zaman fizyolojik, yani “normal” bir durumdur.
Demir Ayakkabılardan “Yalın Ayak” Özgürlüğüne
Yıllarca ailelere “Çocuğunuz düztaban olmasın diye sert, bot gibi, ortopedik ayakkabılar giydirin” dendi. Hatta demir destekli ayakkabılarla çocuklar Forrest Gump filmindeki gibi yürütülmeye çalışıldı.
Bugünkü bilimsel veriler bize bambaşka bir şey söylüyor: Ayağı şekillendiren ayakkabı değil, zemindir!
Ayak kavisini oluşturacak olan şey, ayakkabının içindeki yapay destekler değil, çocuğun kendi ayak kaslarının çalışmasıdır. Bunun en iyi yolu da “yalın ayak” basmaktır. Bırakın o minik parmaklar halıyı, kumu, çimeni hissetsin. Zeminle temas eden ayak, denge kurmayı öğrenir ve kasları doğal bir şekilde güçlenir.
Peki Dışarıda Ne Giyecek? Çözüm: “Barefoot” Ayakkabılar
Elbette şehir hayatında, asfaltta veya soğukta çocuğu sürekli çıplak ayakla gezdiremeyiz. İşte burada devreye modern tıbbın da desteklediği “Barefoot” (Yalın Ayak Hissi Veren) Ayakkabılar giriyor.
Eski tip sert botların aksine, doğru ayakkabı şu özelliklere sahip olmalıdır:
- Sıfır Topuk (Zero Drop): Topuk ile parmak ucu aynı seviyede olmalı ki, aşil tendonu kısalmasın ve doğal duruş bozulmasın.
- Geniş Burun Kutusu: Çocuğun parmakları ayakkabının içinde sıkışmamalı, yelpaze gibi rahatça açılabilmeli.
- Maksimum Esneklik: Ayakkabıyı elinize aldığınızda ikiye katlayabilmelisiniz.
- İnce Taban: Çocuk bastığı zemini hissetmeli (duyusal geri bildirim), böylece beyni yere nasıl basacağını daha iyi ayarlar.
Unutmayın; ayakkabının görevi ayağı “düzeltmek” değil, sadece dış etkenlerden (cam, sıcak, soğuk) korumaktır.
Ne Zaman Doktora Gidelim?
Elbette her şeyi akışına bırakmıyoruz. Bazı durumlar vardır ki, bir ortopedi uzmanının görüşü şarttır:
- Ağrı Varsa: Çocuk oyun oynarken sık sık durup “Ayağım ağrıyor” diyorsa.
- Sertlik Varsa: Parmak ucuna kalktığında bile ayak kavislenmiyorsa (Sert Düztabanlık).
- Tek Taraflıysa: Sadece tek ayakta düzleşme varsa.
Sonuç Olarak
Çocuğunuzun ayakları, onun dünyayı keşfetme aracıdır. Onları sert kalıplara hapsetmeyin.
Evde çorapla veya çıplak ayakla gezmesine izin verin. Dışarıda ise ayağının şeklini alan, yumuşacık, “barefoot” tarzı ayakkabıları tercih edin. En iyi tabanlık, çocuğun özgürce koşan ve güçlenen kendi kaslarıdır.
Sağlıkla ve özgür adımlarla kalın…