Aferin ile büyüyen çocuklar!
Son yıllarda ebeveynlik anlayışındaki özgüvenli çocuk yetiştirme hedefi, farkında olmadan sürekli takdir edilen çocuk yetiştirmeye dönüşmüş durumda. Oysa bu iki kavram birbirine göründüğü kadar yakın değil.
Bugünün yeni nesil anne babaları, çocuklarının en küçük davranışını bile “Aferin!”, “Harikasın!”, “Bravo sana!” diyerek kutlamayı bir sevgi göstergesi sanıyor. Niyet elbette güzel… Fakat niyetle sonuç her zaman aynı kapıya çıkmıyor. Çünkü her davranışın sonunda ödül beklemeye alışan bir çocuk, zamanla kendi değer ölçülerini kaybediyor.
Bir süre sonra şu tablo beliriyor:
Takdir edilmeyince değersiz hisseden, yaptığı davranışı anlamlı bulmayan, onayı dışarıdan bekleyen bir çocuk…
Bu kalıp, yetişkinlikte karşımıza nasıl çıkıyor biliyor musunuz?
Her ilişkide, her işte, her sosyal ortamda onay arayan, beğenilmeyince çöken, en ufak eleştiride yıkılan, sürekli takdir edilmezse kendini yok sayan bireyler…
Ve evet, bu döngü narsistik eğilimlerin temelini oluşturuyor. Çünkü kişinin benlik hissi kendinden değil, başkalarının onayından besleniyor.
Narsizmi besleyen döngülerin ikinci yönü ise bunun tam tersi bir senaryoyu içerir.
Soğuk, mesafeli ve sevgiden yoksun ailelerde büyüyen çocuklar da narsistik kişilik özellikleri geliştirebilir.
Yetersiz onay ve destek almak çocuk için hem acı verici hem de yıpratıcıdır. Bu umutsuzlukla başa çıkmak için çocuk, olumsuz duyguları bastırarak gösterişli, abartılı bir benlik algısı geliştirebilir. Böylece gerçek becerileriyle uyumsuz, şişirilmiş bir benlik yapısı oluşabilir ve çocuk dikkat çekmek için başkalarının hayranlığını beklemeye başlayabilir.
Ebeveynler için rahatsız edici ama gerekli bir gerçeği hatırlatmak istiyorum:
Bir çocuğun gelişimini güçlendiren şey iki şeydir:
* Çabasının görülmesi
* Duygusunun duyulması
Aşırı takdir ise bu iki alanı da gölgeler.
Bugün birçok ebeveyn iyi niyetiyle “özgüvenli çocuk yetiştiriyorum” zannediyor.
Oysa gerçekte, onay bağımlısı çocuk yetiştiriyor
Bu yüzden artık durup kendimize sormalıyız:
Ben çocuğumu gerçekten mi destekliyorum, yoksa kendi iyi ebeveyn olma ihtiyacımı mı tatmin ediyorum?
Bugünün ebeveynlerinin en büyük sınavı belki de budur:
Çocuklarını mutlu etmek için verdikleri her takdirin, aslında onların kişilik gelişiminde nasıl bir iz bıraktığını fark edebilmek.
Alkışın sesi güzeldir…
Ama bir çocuğun kendi iç sesini duymasının yerini asla tutmaz.