İlişkilerde “normal” sandıklarımız
“Herkesin evliliğinde olur böyle şeyler “, “ Bizimkisi normal “
“ Normal ! “ Partnerinizle yaşadığınız bir tartışmada, bir arkadaşınıza anlattığınız ilişki sorununuzda ya da içinizden geçen bir sıkıntıyı bastırırken… Bu sihirli sözcük, bir mazeret, bir teselli, hatta bir teslim oluş haline geliyor çoğu zaman.
Seanslarda çiftlerle yaptığım görüşmelerde de en sık duyduğum ifadelerden biri budur. “Normal” bir kalkan gibi kullanılır. “Her ailede olur, normaldir” der bir eş, alışageldiği bir iletişimsizliği anlatırken. “Erkekler zaten böyledir, normal” diye geçiştirir bir başkası, duygusal ihtiyaçlarının karşılanmamasını.
Bu “normal” kimin normu?
Çoğu zaman, içine doğduğumuz ailede gördüklerimiz, toplumun dayattığı kalıplar veya sosyal medyada parlatılan “ideal ilişki” imgeleri, biz farkına bile varmadan bir “normal” tanımı oluşturur zihnimizde. Bu tanım, bir süre sonra kendi özlemlerimizi, sınırlarımızı ve gerçekten ne hissettiğimizi perdelemeye başlar.
Mesela, “Herkes böyle yaşıyor” diyerek, partnerinizden beklediğiniz küçük bir ilgi, şefkat veya sohbet talebini kendinize bile itiraf edemez hale gelirsiniz. Sonrasında ilişki, iki kişinin aynı evi paylaştığı ama duygusal olarak kilometrelerce uzakta olduğu bir rutine dönüşür.
“Zamanla herkes böyle oluyor, aşk biter yerine sevgi kalır” diye diye, partnerinize olan romantik ilginizi, heyecanınızı kaybetmeyi kabullenirsiniz. Oysa bu bir kader değil, bir tercihtir.
Kendi ihtiyaçlarınızı ve sınırlarınızı “normal” kalıbına sığdırmaya çalıştıkça, “Ben aslında ne istiyorum?” sorusunun cevabını unutursunuz. İlişki, sizi tüketen bir rol haline gelir.
Bir ilişkide kendini ifade edemiyorsan, duygularını bastırıyorsan, ve artık “ ben “ diye bir yerin kalmadıysa orada normal diye bir şey yoktur.
O halde “Normal” yerine “Sağlıklı” olanı aramalıyız
Benden size küçük bir ödev: Bir dahaki sefere zihniniz “Ama bu normal!” diye fısıldadığında, ona şu küçük soruları sorun:
Bu durum bana iyi geliyor mu, beni mutlu ediyor mu?” Cevabınız “Hayır” ise, lütfen “normal” argümanını çöpe atın.
“Bu, benim ve partnerimin birlikte yarattığı bir şey mi, yoksa dışarıdan empoze edilen bir kural mı?” Kendi ilişkinizin mimarları sizsiniz. Başkalarının kullanma kılavuzuna göre yaşamak zorunda değilsiniz.
“Bu ‘normal’, bir korkudan mı besleniyor?” Değişim korkusundan, yalnız kalma korkusundan mı “normal”e sığınıyorsunuz? Bunu itiraf etmek, ilk adımdır.
Her ilişki biriciktir. Bir başkasının “normal”i, sizin mutluluğunuzun garantisi değildir. İlişkide sağlıklı olan; karşılıklı saygı, açık iletişim, güven ve her iki tarafın da kendini değerli ve görünür hissettiği bir bağdır.