Dijital Güven Krizinin Çözümü Verinin Kontrolünü Geri Kazanmaktan Geçiyor
Dünya Ekonomik Forumu’na (WEF) göre büyük kuruluşların yüzde 54’ü, siber dayanıklılığın önündeki en büyük engeli tedarik zinciri kırılganlıkları olarak tanımlıyor. Dijitalleşen dünyada en kritik tedarik zinciri haline gelen dijital tedarik zinciri riskleri giderek derinleşirken, Türkiye’nin yerli bulut sağlayıcısı DT Cloud, bu küresel güven krizine “veri egemenliği” ilkesini merkeze alarak yanıt veriyor.
Siber Tehditler Daha Karmaşık Hale Geliyor
Kredi kartı bilgilerinden kimlik verilerine kadar günlük yaşamın her alanına sirayet eden siber tehditler, bireyleri olduğu kadar kurumları da etkiliyor. Özellikle yapay zeka destekli saldırıların yükselişi, dijital güven algısını ciddi biçimde zedeliyor.
WEF’in Küresel Siber Güvenlik Görünümü 2025 Raporu’nda referans gösterilen Accenture verilerine göre, dark web’de yapay zeka destekli kötücül araçların (deepfake) ticareti son bir yılda %223 arttı. Bu tablo, dijital güven krizinin bireylerden kurumlara kadar tüm ekosistemi etkilediğini ortaya koyuyor.
Riskler Azalmıyor, Şekil Değiştiriyor
IBM Cost of a Data Breach 2025 Raporu’na göre, bir veri ihlalinin ortalama maliyeti son beş yılda ilk kez azalarak 4,44 milyon dolar olarak ölçüldü. Ancak uzmanlar bu düşüşün yanıltıcı bir iyimserlik yarattığını vurguluyor.
Azalmanın, yüksek siber dayanıklılığa sahip büyük kuruluşların yatırımlarından kaynaklandığı, buna karşın KOBİ’lerin giderek daha fazla risk altında olduğu belirtiliyor.
Siber güvenlik liderlerinin %71’i, küçük ve orta ölçekli işletmelerin artık tehditlerin karmaşıklığına karşı kendilerini koruyamayacak kritik bir eşiğe ulaştığını düşünüyor. Yapay zeka destekli, çok katmanlı ve hedef odaklı saldırılar artarken, ortalama veriler birçok kurumun maruz kaldığı daha büyük riskleri maskelemeye devam ediyor.
Dijital Tedarik Zincirlerinde En Zayıf Halka: Kontrol Eksikliği
WEF verilerine göre kurumların %60’ı, artık siber stratejilerini jeopolitik risklere göre şekillendiriyor. Farklı ülke yasalarına tabi platformlarda dolaşan veriler, kontrolün kaybedildiği her noktada potansiyel bir zafiyet yaratıyor.
Bir ülkenin dijital altyapısı, artık onun en kritik tedarik zinciri konumunda. Bu zincirin halkaları üzerindeki kontrol kaybı, yeni nesil güvenlik krizlerinin merkezinde yer alıyor.
Krizden Çıkışın Anahtarı: Veri Egemenliği
Dijital güvenliğin yalnızca yazılımlar veya protokollerle değil, temelde bir prensiple sağlanabileceği giderek daha net görülüyor: Veri egemenliği.
Bu ilke, kurumların ve bireylerin kendi dijital kaderleri üzerinde söz sahibi olmasını, verinin ait olduğu organizasyonun kontrolünde ve ülkenin yasaları içinde kalmasını esas alıyor.
Verinin kim tarafından, nerede ve hangi hukuki çerçevede yönetildiğini net biçimde tanımlayan bu yaklaşım, kontrol kaybına karşı en kalıcı güvenceyi oluşturuyor.
DT Cloud: Güveni Mimari Tasarımla İnşa Etmek
DT Cloud’un farkı, veri egemenliği ilkesine yalnızca verinin fiziksel saklandığı bir konum olarak değil, bütüncül bir güvenlik mimarisi olarak yaklaşmasında yatıyor.
Yoğun Ar-Ge çalışmaları sonucunda geliştirilen bu mimari, her müşterinin ihtiyacına, risk profiline ve güvenlik tanımına göre esnek biçimde şekilleniyor.
Bu yaklaşım üç farklı modelle sahada hayata geçiriliyor:
-
Merkezi Bulut: Yüksek güvenlik ve regülasyon uyumu arayan kurumlar için geliştirilen bu modelde veriler, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer alan yüksek güvenlikli veri merkezlerinde en az üç kopya halinde yedekleniyor. Bu yapı, yüksek erişilebilirlik ve tam yerel mevzuat uyumu sağlıyor.
-
Yerinde Bulut (On-Premises Cloud): Savunma, kamu ve finans gibi stratejik sektörler için tasarlanan bu model, mutlak veri kontrolü gereksinimini karşılıyor. DT Cloud, bulut altyapısını “air-gapped” (internete kapalı) yapıda, doğrudan kurum tesisine kurarak egemenliği kurumun fiziksel güvenlik çemberi içine taşıyor.
-
Topluluk Bulutu (Community Cloud): Fintek ekosistemleri gibi ortak regülasyonlara tabi sektörler için geliştirilen bu model, özel bulutun izolasyon güvenliği ile paylaşımlı altyapının maliyet avantajını birleştiriyor. Böylece kurumlar, kolektif bir dijital egemenlik alanı oluşturabiliyor.
Tüm bu modeller, 7/24 aktif çalışan Siber Güvenlik Operasyon Merkezi (SOC) tarafından sürekli izleniyor ve KVKK, BDDK gibi Türkiye’nin en hassas regülasyonlarına tam uyumla yönetiliyor.
“Dijital Güvenlik, Artık Egemenlik Meselesi”
DT Cloud CTO’su Yusuf Önder Us, dijital güvenliğin artık sadece teknolojiyle değil, tasarımla da ilgili olduğunun altını çiziyor:
“Dijital güvenlik, artık yalnızca bir teknoloji katmanı değil; veriyi ve erişimi temelde ele alan bir mimari tasarım yaklaşımıyla şekillenen bir egemenlik meselesidir.
Biz güveni, yazılımlar veya protokollerden önce, basit ama güçlü bir mimari tasarım üzerine inşa ediyoruz.
Günümüzde dijital güvenlik, verilerinizin nerede bulunduğunu, hangi regülasyonlara tabi olduğunu ve nasıl yönetildiğini bildiğinizde başlar.
Müşterilerimize yalnızca güvenli çözümler değil, verilerinin kendi kontrollerinde olduğu ve erişimi en alt katmandan en üst katmana kadar kendilerinin tasarlayabildiği yaklaşımlar sunuyoruz.”