ANNELER VE ASLAN OĞULLARI
Anne olmak bana göre dünyanın en kıymetli duygusu olabilir.Kıymetli olmakla birlikte bir o kadar da sorumluluk ve özveri isteyen duygusu.Kadınların “anne olmadan önce ve anne olduktan sonra” diye tanımladıkları bir zaman dilimi vardır.Detaycılıkları ve programlama yetenekleri ile bilinen biz kadınların,anne olduktan sonra dünyaya bakışımız değişir.Çevremize ve dünyaya farklı bir gözle bakmaya başlarız.Vicdan,adalet,merhamet,empati duygularını daha yoğun yaşar,konu ve olaylara karşı daha fazla hassaslaşırız.Şurada sormak isterim:
Peki bu durum tüm anneler için geçerli midir ya da herkes anne olabilir mi?Elbette her kadın doğurabilir ama her kadının annelik özelliklerine sahip olacağı tartışılır.
Tırnağına zarar gelse içimizin yanacağı histir evlat sahibi olmak.O derece değerli ve o derece derin. Ama burada bir o kadar da önemli olan bir şey var.Evlatlarımızı yetiştirmek,kendisine,ailesine ve topluma faydalı bireyler olmaları için emek vermek.
Toplumun en küçük birimi aile olduğuna göre,aile de toplumu oluşturduğuna göre en önemli görev yine aileye düşüyor.Geçen yazımda “babalar ve kızları” demiştim.Şimdi de “erkek çocukları ve anneleri” diyorum.Her durumda öncelik tanınan,her istekleri yerine getirilen,bütün sorunları çözülen ve çözerken de örtbas edilen,üstüne toz konduramadığımız,hep haklı olan erkek çocukları ve onları her daim,yanlışta bile savunan anneler…Sürekli aslan oğlum,paşam diyerek büyütülen,her dediği yapılan erkek çocuklarımız,büyüyüp yetişkin olduklarında aynı ilgiyi,aynı tahammülü sevgilisinden ya da eşinden bekliyor.Sadece erkek çocuklar değil,onları büyüten anneler de bu ilgiyi herkesin oğluna göstermesini istiyor,çevresinin tüm hatalarına karşı ona affedici olmasını bekliyor.Bulamayınca da kızıyor,suçluyor,yargılıyor.
Her suçuna göz yumulan dünün erkek çocukları,bugünün yetişkin bireyleri trafikte,maçta,okulda,siyasette ağzına geleni söylüyor.Evde karısını,çocuğunu dövüyor.Dışarda öğretmen,doktor dövüyor.Bunlara şahit olan çocuk da ya içine kapanarak pasifleşiyor ya da saldırganlaşarak akran zorbalığı yapıyor.Aslında bunlar bir günde olmuyor.Toplumda her şey birbirini etkileyerek devam ediyor.Uzmanlar çocukların anneleriyle olan ilişkilerinin üzerinde önemle duruyorlar.Akademisyen anne eğitim için “Sınır var,sinir yok” diyerek ne güzel ifade etti.
Biz anneler çocuklarımızın hatalarını görmezden gelmemeliyiz.Önce uyarmalıyız,objektif olarak konuşmalıyız.Faydası olmuyorsa mutlaka bir uzmandan yardım almalıyız.Üzerini kapattığımız,görmezden geldiğimiz her olay katlanarak karşımıza gelir.Ben erkek annelerinin biraz daha hassas ve duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum.Annelik bir başkasıyla lüks ve başarı hırsı değil,çocukların gelişimlerine yapılan emek yarışı olmalıdır.En kaliteli zaman çocuğuna ayırdığın zamandır.Onu dinlediğini ve önemsediğini hissettirmektir.Özür dilemenin erdemini,teşekkür etmenin güzelliğini erkek çocuklarımıza anlatmaktır.Ruhu güzel bireyler yetiştirmektir.
“ADAM YERİNE KOYMADIĞIMIZ ÇOCUK ADAM OLAMAZ” diyen çok sevdiğim Doğan Cüceloğlu hocamı sevgi ve rahmetle anıyorum.
denlulamia@gmail.com