Evlilikte Her Kriz Bir Fırsat
Çince’de “kriz” kelimesinin iki anlamı vardır. Tehlike ve Fırsat . Evlilikte yaşanan çatışmalar da tam olarak böyledir. Çoğu çift tartışmaları sadece olumsuz bir gösterge gibi algılar. Sevgi mi azaldı ? diye endişelenir. Çatışmalar, bir yandan aileyi yıpratabilir, öte yandan doğru bakış açısıyla değerlendirildiğinde büyük bir fırsata dönüşebilir. Mesele, o fırsatı nasıl değerlendirileceğini bilmekte..
Eşler tartıştıklarında kendilerine şu soruları sormalıdır:
“Bu bana ne öğretti?”
“Ben nasıl bir hata yaptım da böyle bir çatışma oldu?”
“Bunun tekrar yaşanmaması için ne yapmalıyım?”
Bu sorular, o krizi bir öğrenme fırsatına çevirir. Çünkü dürüst olalım, hiç kavga olmayan bir evlilik yoktur. Önemli olan kavgasız bir hayat değil, çatışma anlarında krizi nasıl yönetileceğini öğrenmektir.
Kadın-erkek ilişkilerinde Psikolojik farklılıklar da göz ardı edilmemelidir.
Kadınların ilişkilerinde en büyük şikayetlerinden biri ilgisizliktir. Bunun temelinde biyolojik etmenler vardır. Kadının önceliği çocuklarını iyi yetiştirmek ya da ev işleri ile ilgilenmekken erkeğin önceliği ailenin ihtiyaçlarını karşılamaktır.
Evliliğin ilk yıllarında romantizmin etkisi ile iki tarafın da ilgisi birbirine yönelir. Ancak özellikle çocuk olduktan sonra kadının ilgisi çocuğa, erkeğin ilgisi ise işine verir.. Bu değişim eşlerin birbirine ilginin azalması ile birlikte sevginin de zayıfladığı algısını oluşturur. Hatta erkek evin maddi ihtiyaçlarını karşılama rolünü daha çok önemsiyorsa eşiyle yaşadığı en küçük çatışmada ona : “ yediğin önünde yemediğin arkanda daha ne istiyorsun, rahat batıyor sana “ gibi bakış açısına bürünür. Oysa kadının ihtiyacı paylaşmaktır.
Kadın, bir sorun olduğunda konuşmak, ifade etmek ister. Erkek ise içine kapanarak düşünmeyi tercih eder. İşte bu farklılık çoğu zaman yanlış anlaşılmaları beraberinde getirir. Kadın, eşinin konuşmamasını ilgisizlik olarak yorumlar; erkek ise susarak sorunu büyütmediğini sanır.
Eğer eşler birbirine ilgi göstermeyi ihmal ederse, sevgi zamanla zayıflar. Çiftler evliliklerinde sevgisizlik yaşadıklarını düşünmeye başlar. İşte tam bu noktada aile içi çatışmaların artması kaçınılmaz olur. Eşler birbirinin psikolojik ihtiyaçlarını karşılayabildiğinde evlilikte denge o zaman sağlanmış olur.
Çünkü en sağlıklı evlilik, eşlerin birbirinin yükünü hafiflettiği, duygusal ihtiyaçları gözettiği ve krizleri fırsata dönüştürebildiği evliliktir.