Dolar 41,2540
Euro 48,4278
Altın 4.767,52
BİST 10.729,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 33°C
Parçalı Bulutlu
Bursa
33°C
Parçalı Bulutlu
Cts 26°C
Paz 27°C
Pts 26°C
Sal 28°C

Sadece 3 puan

5 Eylül 2025 00:41
73
A+
A-

A Milli Takımımız, ilk maçında deplasmanda Gürcistan’ı 3-2 yenerek 2026 Dünya Kupası Elemelerine iyi bir başlangıç yaptı

Her zaman Montella’nın 4-6-0 taktiğini eleştirmeme rağmen ilk defa söz konusu sistemin 3. dakikadan sonra bu maça yakıştığını itiraf etmeliyim. Eğer Millilerimiz duran toptan erken bir gol bulmasaydı, yine bu sistemi en çok eleştirenlerden biri olmaya devam edecektim. Erken gol sonrasında,  ayağa top yapabilen futbolculardan kurulu bir takım ile topun bizde kalması ve rakip defans arasına yapılacak koşularla makul bir kurgu içindeyiz diye düşünmüştüm.

Her şeyin başlangıçta göründüğü iyi olmadığını oyunun ilerleyen dakikalarında gördük. Rakip Gürcistan gibi vasat bir takımdan bu kadar baskı yememiz, kadromuzda top hakimiyeti olduğunu düşündüğümüz topçulara rağmen ileride top tutamadan tüm topların aynı şekilde tekrar baskı ile bizim sahamıza gelmesi oldukça rahatsız ediciydi. Bu maçta “takım olarak ön alan baskısı” adı altında sık telaffuz edilen bir söyleme rağmen oldukça dağınık bir futbol oynadık. İlk yarıda bulduğumuz iki gol de Gürcistan’ın zaaflarından geldi. İlk gol kornerden Mert’in attığı ve Gürcistan’ın kornerdeki yanlış alan savunması ile ikinci gol ise ceza sahası içinde karambolde Kerem’in vurduğu topun defansa çarparak kaleciyi yanıltmasıyla oldu. Elbette esas olan galibiyet ama oyun ve kurgu olarak hiç aksiyon yoktu, sadece goller vardı.

Rakip Gürcistan ise 2024 Avrupa şampiyonasındaki ivmesini çoktan kaybetmiş, takımda iyiler arasında sayılacak sadece; Kvaratshelia var ama takımdaki diğer futbolcular da ona ayak uyduracak kapasitede değiller. Dünyanın sayılı kalecileri arasında yer aldığı söylenen Gürcistan kalecisi; Mamardashvili Mayıs ayından bu yana maç oynamamış bir kaleci, takımın asist ve adam eksilmede en yeteneklisi olan Chakvetadze sakat olduğu için oynamadı. En başta yazdığım gibi vasat bir takım olan Gürcistan’ı yenmek çok büyük bir başarı değil, galibiyetle ve 3 puanla başlamak moral ve motivasyon açısından iyidir ama Pazar günü İspanya gibi bir futbol deviyle oynayacağımız düşünerek ayaklarımızın yere sağlam basması gerek.

Kalede Uğurcan’ın kaleye gelen topları sektirmesi ve ayağı ile oyun kurmada zorlanması, Milli takım düzeyindeki bir kaleci için beklentilerimin altında kaldığını ve bana güven vermediğini söyleyebilirim. Defans bloğunda başta Eren Elmalı olmak üzere herkesin görevini yaptı. Ön tarafta İsmail ve Hakanın saha parselizasyonundaki başarısı ve Arda’nın yetenekleri topun olumlu kullanılması açısından çok değerliydi. Kerem ve Kenan’ın ileride top tutma konusundaki başarısızlıklarına rağmen, attığımız gollerde doğru zaman ve doğru yerde bulunan, doğru vuruşu yapan Kerem’in golleri ile 3 puanı almak sevindirici. Montella’nın ikinci yarıda takımın direncini arttırmak üzere yaptığı değişiklikler mantıklıydı ama Barış’ın aklının henüz sahada olmaması nedeniyle bu değişiklikler pek işe yaramadı. Allah’tan rakip Gürcistan’dı ve 10 kişi de olsak zar zor idare edebileceğimiz vasat bir takımdı. Barış’ın yaptığı kişisel hatanın daha kaliteli bir takıma karşı tekrarlanması halinde bu akşamki direncin gösterilemeyeceği de aşikardır

Dikkatimi çeken bir diğer husus da; Milli maç esnasında, öncesinde ve sonrasında kulüpçülüğün zirveye çıktığını gördüm, duydum ve okudum. Bazı futbolcuların takım değiştirmeleriyle ilgili herkesin farklı yorumlarını okudum. Milli futbolcuları kulüplere indirgeyerek Milli başarıyı veya başarısızlığı kulüp takımlarına yüklemek gibi yeni bir söylem oluştu. Bazı futbolcular bazen bu tarz düşüncedeki taraftarın gazını almak için sosyal medyayı da kullanarak kulüp amigoluğuna soyunur ama esas olan Milli forma ve Milli ruhtur. Milli maçlarda kulüpçülük ve renk milliyetçiliği yaratarak benim tuttuğum takımın topçuları sayesinde Milli Takım kazandı, senin tuttuğun takımın Milli takımdaki topçuları çok kötüydü demek futbol cehaletinden başka bir şey değildir, belki de fanatizmin zirve noktasıdır. Futbol bir takım oyunudur. Bireysel bir spor değildir. Galibiyette de mağlubiyette de, oyunda olan, sonradan giren ve çıkan her futbolcunu payı vardır

Tekrar futbola ve grup elemelerimize gelirsek; 2026 Dünya Kupası Elemelerinde asıl maçımızın Pazar günü oynayacağımız İspanya ile olduğunu düşünüyorum. Eğer Dünya kupasına gideceksen İspanya ayarında takımlara olan oyunumuz önemlidir. Gürcistan maçı iyi başlangıç için değerlidir ama bizim gruplardaki rakibimiz 1 senedir maç kazanamayan Gürcistan değildir.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
28 Mayıs 2022 17:33
20 Nisan 2021 09:30
22 Kasım 2023 07:49
16 Ağustos 2021 01:32
16 Ekim 2023 07:28
4 Nisan 2021 09:15
YORUMLAR

  1. Eren dedi ki:

    Oynadığımız futbolun kalitesi İspanya maçında belli olacak.