Neden kendi yolumuzu çizmeliyiz?
Hayat, çoğu zaman başkalarının belirlediği yollarla dolu. Ailemiz, öğretmenlerimiz, toplum ya da sosyal medya… Herkes bir şey söylüyor; “şunu yap, bunu seç, böyle ol.” Ancak bu seslerin arasında kendi sesimizi duyamadığımızda, yönümüzü de kaybediyoruz. İşte tam da bu yüzden, kendi yolumuzu çizmek zorundayız.
Kendi yolunu çizmek, yalnızca bağımsız bir karar vermek değildir. Bu, kim olduğunu keşfetmek, neye değer verdiğini anlamak ve içinden gelen sesi ciddiye almaktır. Başkasının rotasında ilerlemek bir süreliğine işe yarayabilir, belki rahat da hissettirebilir. Ama günün sonunda iç sesini bastırarak yürüdüğün her adım, seni kendinden biraz daha uzaklaştırır.
Bu yolculuğa başlamak için kendine soracağın ilk ve belki de en önemli soru şudur: “Ben ne istiyorum?” Cevabı hemen bulamayabilirsin. Ama bu soruyu sormaya cesaret etmek bile büyük bir adımdır. Küçük bir defter edinerek başla. Her gün kendine şu iki soruyu sor: “Bugün beni ne heyecanlandırdı?” ve “Bugün beni ne yordu?” Bu sorular, zamanla iç sesini daha net duymanı sağlar.
Unutma, hayat bir yarış değil; bir yolculuktur. Ve bu yolculukta en değerli pusula, kalbinden gelen sestir. Onu duymaya başladığında, attığın her adım daha anlamlı hale gelir.
Hz. Mevlana Celaleddin Rumî’nin buyurduğu gibi
“Yol, seni kendine götürmüyorsa, uzaklaşıyorsun demektir.”
“Her yolculuk, içe doğru başlar.”
Yolunu Çizmeye Başlamak: İç Sesini Duyabilmek
Kendi yolunu çizmenin ilk adımı, iç sesini fark etmekle başlar. Peki bu ses nedir? Gürültüden, beklentilerden, korkulardan sıyrılmış halinle kalabildiğinde duyulan o derin sestir. Bazen bir huzursuzluk, bazen bir özlem, bazen de durup dururken gelen bir istek olarak belirir.
Ancak iç sesini duymak, kalabalıklar arasında kolay değildir. Her gün maruz kaldığın onlarca fikir, yorum ve yönlendirme içinde kendi sesin cılızlaşabilir. Bu yüzden ona alan açmak gerekir. Sessizlik, yalnızlık, doğayla temas ya da bir günlük bu sesi güçlendirebilir. Kendine her gün birkaç dakikalık bir zaman ayır. Yaz. Kafandaki düşünceleri, kalbindeki hisleri dök kağıda. Zamanla bazı cümleler tekrar edecek. İşte onlar senin gerçek sesin olabilir.
Unutma, iç sesin her zaman mantıklı ya da makul gelmeyebilir. Ama seni sana en çok yaklaştıran şey de budur. Kendi arzularını, eğilimlerini, hayallerini duyduğunda ilk kez gerçek bir “yol haritası” oluşmaya başlar. (Arzular derken kalbinin süzgecinden geçmiş arzuları kast ediyorum.)