Evlilikte çocuktan sonra romantizm bitiyor mu?
Son zamanlarda yeni evli çiftlerle sohbet ederken kulağıma en çok çalınan cümle şu:
“Çocuk olduktan sonra her şey değişti… Romantizm bitti, o yoğun aşk sönmeye başladı, evlilik sıkıcı hale geldi…”
Üstelik bu sadece bir şikâyet değil; çoğu zaman kabullenilmiş bir son gibi söyleniyor.
Çünkü toplum olarak bizde şöyle yanlış bir bakış açısı yerleşmiş durumda:
Çocuk doğunca her şey ona adanmalı, eş olma rolü geri plana atılmalı, anne-baba rolü ise kutsanmalı.
Bu bakış açısıyla çocuk doğduktan sonra anne kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atıyor. Baba ise evin direği olup, bir kahraman gibi güçlü durup duygularını içine atıyorr.
Sonra ne oluyor? Yavaş yavaş birbirlerini kaybediyor.
Çünkü o masada artık sadece çocuk için yemek yeniyor, o koltukta sadece çizgi film izleniyor, o yatakta artık üç kişi uyunuyor.
Ve zamanla “biz” ortadan kayboluyor; eş olmak, birlikte gülmek, beraber vakit geçirmek sürekli erteleniyor.
Evet, ebeveynlik önemli; hatta belki de insanın yaşayabileceği en özel sorumluluklardan biri. Ama şu gözden kaçırılıyor:
Eş olmayı unutan iki insan, bir süre sonra birbirine sadece “çocuğun annesi” ve “çocuğun babası” olarak bakmaya başlar.
Toplum bizi öyle kodlamış ki, kendimizi feda ettikçe daha iyi ebeveyn olduğumuzu sanıyoruz.
Oysa bazen bir çocuk için en sağlıklı şey, annenin kapısını kapatıp eşine sarılmasıdır.
Bazen de tatile çıkıp çocuğu birkaç günlüğüne bırakabilmek, eşle baş başa vakit geçirebilmektir.
Bunlar bencillik değil; aksine, bir aileyi ayakta tutan şeylerdir.
Eş olmayı unutmanın,çocuk için kendinden aşırı fedakârlık yapmanın “iyi ebeveynlik”le bir ilgisi yoktur.
Hatta tam tersine, çocukta bağımlı bir kişilik geliştirme riskini bile arttırabilir.
Çünkü çocuklar, her istedikleri yapıldığında değil; sağlıklı ve düzenli bir sistemde yaşadıklarında kendilerini güvende hissederler.
Sadece kendisine adanmış bir anne-baba değil, birbirini seven, hâlâ el ele tutuşabilen bir çift görmek isterler.
Çocuklar en çok görerek öğrenir. Sevgi nasıl verilir, saygı nedir, sınırlar nasıl çizilir; hepsini yetişkinlerin hâl ve tavırlarından öğrenirler.
Anne-baba olmak çok kıymetlidir; ancak bir çocuğun ilk okulu, annesiyle babası arasındaki ilişkidir.
Bu yüzden çocuk olduktan sonra da eş kalabilmek emek ister.
İyi bir ebeveyn olmak, önce iyi bir birey, sonra iyi bir eş olmaktan geçer.
Kendinizden vazgeçerek değil, kendinize sahip çıkarak anne-baba olun.
Ebeveynliğin kutsallığı kadar eşliğin de kıymetini bilin.