22 Temmuz Dünya Beyin Günü’nde migrene dikkat çekildi

Her yıl 22 Temmuz’da kutlanan Dünya Beyin Günü, bu yıl milyonlarca kişiyi etkileyen migren hastalığına dikkat çekiyor. Toplumda sıklıkla “basit baş ağrısı” olarak hafife alınan migren, aslında beynin sağlığını doğrudan etkileyen ciddi bir nörolojik rahatsızlık. Günümüzde her 7 kişiden 1’i migren nedeniyle yaşam kalitesinde ciddi düşüş yaşıyor.
Nöroloji Uzmanı Dr. Nurten Polat, migrenin sıradan bir baş ağrısından çok daha fazlası olduğunu vurguluyor. “Migren, genellikle tek taraflı, zonklayıcı ve basınç hissi yaratan bir ağrıdır. Bulantı, kusma, ışığa ve sese hassasiyet gibi belirtilerle birlikte seyreder. Kimi zaman dengesizlik hissi ve hatta bayılma da görülebilir” diyor.
Migren atakları kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı ataklar bir gün sürerken, bazıları birkaç gün hatta haftalarca devam edebilir. 1-3 haftayı aşan sürekli ağrılar ise kronik migren olarak değerlendirilir. Her baş ağrısı migren değildir, ancak günlük hayatı sekteye uğratan şiddetli ve tekrarlayan baş ağrılarının mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekir.
MİGRENİN BEYİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Migren yalnızca fiziksel bir rahatsızlık değil, aynı zamanda bilişsel fonksiyonlar üzerinde de olumsuz etkilere sahiptir. Uzm. Dr. Nurten Polat, “Migren atakları sırasında kişinin dikkati dağılır, algısı zayıflar. Günlük işlevsellik bozulur. Bu da iş, okul ve sosyal yaşamda ciddi sorunlara yol açabilir” ifadelerini kullanıyor.
TANI GECİKİRSE YAŞAM KALİTESİ DÜŞÜYOR
Toplumda migrenin hala yeterince ciddiye alınmadığını belirten Uzm. Dr. Nurten Polat, erken tanının önemini şu sözlerle vurguluyor: “Migrenin tanısında hastanın öyküsü çok önemli. Ağrının şiddeti, süresi, eşlik eden belirtiler ve tetikleyici unsurlar dikkatlice analiz edilmelidir. Gerekli tetkikler zamanında yapılmazsa tanı gecikir ve hasta kronik ağrıyla yaşamak zorunda kalır.”
MİGREN KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Araştırmalar, migrenin kadınlarda erkeklere oranla üç kat daha sık görüldüğünü ortaya koyuyor. Hormonlardaki dalgalanmalar, özellikle adet dönemleri, hamilelik ve menopoz gibi dönemlerde migren ataklarını tetikleyebiliyor. Bu nedenle kadınların düzenli nörolojik takipte olması büyük önem taşıyor.
MİGRENLE YAŞAM MÜMKÜN, AMA BİLİNÇ ŞART
Migrenin tamamen tedavi edilmesi mümkün olmasa da atakların sıklığı ve şiddeti azaltılabiliyor. İlaç tedavilerinin yanı sıra yaşam tarzı değişiklikleri, stres yönetimi, düzenli uyku ve sağlıklı beslenme de migren kontrolünde kritik rol oynuyor. Uzm. Dr. Nurten Polat, “Migrenle mücadelede en etkili yol; hastalığı tanımak, tetikleyici faktörleri bilmek ve hekim kontrolünde ilerlemektir” diyor.
FARKINDALIK İÇİN BİR FIRSAT
Dünya Beyin Günü vesilesiyle toplumda migren farkındalığının artması, erken tanının yaygınlaştırılması ve doğru bilgilendirme büyük önem taşıyor. Güneşli Erdem Hastanesi’nde görev yapan Nöroloji Uzmanı Dr. Nurten Polat, “Migren, doğru yönetildiğinde kontrol altına alınabilir. Ancak bunun için toplumun bu hastalığı ciddiye alması gerekiyor. Migren, sadece bir baş ağrısı değil, bir beyin sağlığı sorunudur” şeklinde açıklamada bulunuyor.